Geri: [Wizard Yukio] Adaya Çıkış

[Wizardd]

Hayat ne kadar da garip değil mi. Planlarını kurarsın ve mükemmel olduğunu düşünürsün tam bu mükemmel planı uygulayacakken birden olaya üçüncü bir kişi veya doğa karışır ve bütün planların alt üst olur. Bazen bu durum seni sevindirse de genellikle planının bozulmasıyla öfkelenirsin ve saldıracak yer ararsın.

Kaptanın odaasına girip aklımdaki planları uygulayacakken birden kapı açıldı ve kaptanın kafası bir kedinin ağzında yanımdan geçiyordu. Ne olduğunu anlamam ise fazla uzun sürememişti. Kaptanın sevgilisi olduğunu düşündüğüm kız bir kediye dönüşmüş ve kaptanın kafasını kopartmıştı. Benim avımı öldürmüştü ve planlarımı bozmuştu. O da benim gibi şeytanın güçlerine sahipti ve amacı annesini kurtarmaktı. Bu yüzden karşımdaki kıza karışmayacak ve onu öldürmeyecektim.

Kızın konuşmasının ardından beni yanlış anlamaması için elimden geleni yapacaktım. ''Ben de kaptanı öldürmeye geliyordum. Ne yazıkki benden önce davranp o şerefsizin işini bitirmişsin. Ben Wizard Yukio bir korsan avcısıyım. İstersen benimle birlikte çalışıp annenin hastalığı için gerekli parayı toplayabilirsin. İstersen de hiç birşey olmamış gibi davranabiliriz. Karar size kalmış madam.'' diyecek ve ona bir teklif sunacaktım. Cevap vermesini güverteye çıkarken bekleyecektim. Olası bir saldırı tehlikesine karşı tetikte olmayı da ihmal etmeyecektim.

[North Blue Anlatıcı]

Yaptığın konuşmadan sonra kadın başını bgömdüğü göğsünden kaldırıp ağlayarak konuşmaya başlıyor. "Bu tayfaya katılış sebebim de zaten Yağmalarla annemi kurtaracak parayı biriktirmekti. Bu adamları yenmenden dolayı senin gerçekten güçlü olduğun sonucu çıkıyor. Ödül avcılığını da denedim ama çok fazla para yok. Ayrıca başında ödül olan adamları her yerde bulamazsın bulduğunda da genelde çok güçlü olurlar. Halbu ki korsan olursak daha çok ve hızlı para kazanabiliriz. İkimiz güçlerimizi birleştirirsek bu adadan daha büyük adaları da soyup annem için ihtiyacım olan parayı daha çabuk kazanabiliriz. Benim o paraya annem ölmeden ihtiyacım var."

[Wizardd]

Kediciğin sözlerimi dinlemesi ve bana saldırmaması  beni sevindirmişti. Korsanlar haricinde masum insanları öldürmek bana göre değildi. Kızın masum olup olmadığı da tartışılırdı. Sözlerimin bitmesinin ardından kızın sözleri beni sinirlendirmişti. Kız para kazanmak için korsan olmayı tercih ediyordu ve yağmalamak gibi kötü şeyleri yapmaktan da çekinmiyordu. ona güzel bir ders vermem gerekiyordu yoksa bu kafayla annesinden önce kendisi ölecekti.

Güverteye doğru ilerlerken ''Ada yağmalamaktan bahsediyorsun. Ya bir korsan senin annenin bulunduğu adayı yağmalasa ve anneni öldürse ne hissedersin çünkü benim adamı bu korsanlar gibileri yağmaladı ve arkadaşlarımı öldürdüler. Ödül avcılığı işine gelirsek benim yanımda takılırsan para konusunda sıkıntı çekeceğimizi zannetmiyorum. O büyük balıkları bulduktan sonra gerisi kolay. Seninle gzüel bir anlaşma yapabiliriz. Anneni kurtarmak için gerekli parayı sana vereceğim ve sen de bu parayı bulana kadar bana yardım edeceksin tabiiki korsan avcısı olarak. Şu şeytan meyvesi gücünü de son ana kadar kullanma.'' dedikten sonra kızın cevabını bekleyecektim. Bakalım kız akıllı mıydı yoksa  salak mıydı?

[North Blue Anlatıcı]

Kadın Planları bozulmuş gibi bir yüz ifadesi takınıyor. "Yazık... gerçekten çok güçlü ve büyük bir korsan olabilirdin. Bahsettiğin o büyük balıklar gibi olabilirdin. Ama ne yazık ki bir arkan olmadığı müddetçe basit bir ödül avcısından ileri gidemezsin." dediktan sonra kadın "Hadi benime gemeyeceksen gemiden in. O kafa da benim sakın dokunma!" deyip gemiyi harekete hazır hale getirmeye başlıyor.

Adaya baktığında ise turuncu sakallı adamı göremiyorsun ve insanlar hala kaçışmaya devam ediyor.

[Wizardd]

Yine bir ikilemde kalmıştım. Kız cazip teklifimi reddetmiş ve kendi yolunda gitmeyi seçmişti. Korsan olması onun da artık bir hedef olduğunu gösteriyordu. Onu şimdi öldürebilirdim ama henüz tam manasıyla korsan değildi. Sadece korsancılık oynamaya çalışan birisiydi benim gözümde. Annesinin durumunun ne olduğunu bilmiyordum ama kızının bu halini görseydi  ölmesi için  güzel bir neden olurdu.

Kız bana büyük bir korsan olabileceğimi ve bu fırsatı teptiğimi söylemişti. Büyük bir korsan olmaktansa ezik bir ödül avcısı olmayı tercih ederdim. Korsanlara karşı böyle kin beslerken onlardan biri olmak bana ters geliyordu.  Ardından beni gemiden inmeye davet etmişti. Adada yardım edeceğim insanlar olmasa gemiyi bu kıza bırakmazdım ama o ihtiyara borçluydum benim hayatımı kurtarmıştı şimdi sıra bendeydi.

Gemiden inerken ''Dikkat edin bayan. Bir gün sizin de peşinize düşebilirim.'' diyecek ve kıza güzel bir gözdağı verecektim. Ardından adada ihtiyarı aramaya koyulacaktım. Ona bir can borcum vardı bu borcu ödemem gerekiyordu.

[North Blue Anlatıcı]

"Bu asla olmayacak." diye çok sinsi bir gülümsemeyle veda ediyor kadın çapayı çekerken. Gemi yavaş yavaş hareket etmeye başladığı zaman den de gemiden iniyorsun. Etraf hala aynı. Bağıran ve kaçışan insanlar, yanan ahşap binalar ve bunu fırsata çevirip insanlar kaçarken onların mallarına el koyanlar.

Bu arada gözün seni kurtaran yaşlı adamı arıyor ama bir türlü bulamıyorsun onu. Derken gözüne bir şey takılıyor. üç genç bankadaki yangını söndürmeye çalışırken yaşlı adam da elinde dolu poşetlerle bankadan çıkıp şehrin arkasındaki ormana doğru koşmaya başlıyor.

[Wizardd]

Kız giderken bile bana artistlik taslamıştı. Sen böyleysen anneni düşünemiyorum. Belki de annesi kötü birisi olduğu için tanrı onu cezalandırmıştır. Belki de böyle bir kızı olduğu için üzüntüye düşmüş ve yatağı boylamıştır. Bunu öğrenemeyecektim en azından şimdilik.

Neyse gelecekten konuşmayı bırakıp şimdiye dönelim. Bizim ihtiyarı armaakla meşguldum. herifi köşe bucak ararken ada halkının telşaının son hız devam ettiğine tanık olmuştum. Fakat gözüme ilişen birşey daha olmuştu. İhtiyarın bankadan elinde poşetle ormana doğru kaçması. Diğer gençler bankayı söndürürken ihtiyarın böyle birşey yapması garibime gitmişti. Adaya gitmek istemesinin sebebi adayı kurtarmak değil adayı soymakmış ya da ben yanlış yorumlama yapmıştım.

Adam ormana doğru koşarken bende hemen peşinden gidecektim. Poşette ne olduğunu öğrenmem lazımdı. Bu benim için bir macera kaynağıydı ve macera bulunca da bu fırsatı asla kaçırmayacağı mı beni tanıyan herkes bilirdi. Belki çinde altın  ya da para   içinde ne çıkarsa çıksın benim için önemli olan maceraydı. macera sonucu kazanımların önemi fazla değildi. Haydi Wizard takip et ihtiyarı bakalım nereye gidiyor

[North Blue Anlatıcı]

Adamı bir süre takip ediyorsun. O şehrin arka tarafında olan ormana dalınca sende dalıyorsun. Sık ağaçların arasında biraz zor da olsa adamı kaybetmeden izlemeye başlıyorsun. Adam biraz daha ilerledikten sonra yolda başka birisiyle buluşuyor. İhtiyar bu adama poşetin içindeki paraları gösterdikten sonra beraber senin adaya geldiğin limana doğru ilerlemeye başlıyorlar.

out::

[Wizardd]

Macera son hızıyla devam ediyordu. İhtiyarın peşinde ormana dalmış ve sivil halkı unutmuştum. Benim değer verdiğim siviller artık geride kalmıştı onları bir grup şerefsiz korsan elimden almıştı ve buna karşılık ben de onların hayatlarını alacaktım.

Ormana gittiğimde ise poşetin içindekileri görmüştüm. İçinde tahmin ettiğim şekilde para vardı fakat tahmin edemediğim şey ihtiyarın bir adamla buluşmasıydı. Galiba ya beraber çalışıyorlardı ya da ihtiyarın patrounydu bu herif. Öyle güçlü bir herifin patronu olan birisi gerçek anlamda bir yeteneğe sahiptir. Bütün bu varsayımları bir kenara bırakıp gerçekleri öğrenmek lazımdı. Bakalım bu ihtiyar ve genç neyin nesiydi geröi ihtiyar dilsiz olduğu için konuşamıyordu ama adam için aynı şeyi sölemek gayet zordu.

Adamlar parayı aldıktan sonra limana dorğu ilerlemişlerdi. Adamların karşısına çıkıp ''Sonunda seni buldum ihtiyar senin için endişelenmiştim.'' deidkten sonra yanındaki adamı fark ettiğimi belirtip kendimi tanıtacaktım. ''Ben Wizard Yukio. İhtiyarla beraber bir korsan grubu tarafından kaçırıldık ve kurtulmayı başardık. İhityarın dili kesildiği için benimle konuşamadı. İhtiyara can borcum var ve bunu ödemek için ismini öğrenmem gerekiyor mümkünse sinizkini de'' diyecek ve anlaşma yolunu arayacaktım. Bakalım dost canlısı mıydılar yoksa düşman mıydılar?

[North Blue Anlatıcı]

Saklandığın yerden çıkıp onlarla konuşmak istiyorsun ama onlar seni fark ettikleri gibi fark etmemiş gibi davranıp senin adaya geldiğin kıyıya doğru koşmaya başlıyorlar. Sen de onları takibe devam ediyorsun.

Bir süre sonra ormandan çıkıp kumsala geldiklerinde ise senin ortada bıraktığın kayığı da alıp giderlerken sana sadece onları izlemek kalıyor.

Konu Tamamlandı: