One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.



Join the forum, it's quick and easy

One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

One Piece Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

2 posters

Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu C.tesi Ara. 07, 2013 12:21 pm


 "Sabah oldu kalk. İşe doğru yola koyul. İşe sakın geç kalma, zamanında manavı anahtarla aç. Çünkü dükkanı açan sen olduğun halde ossan kendine özgü bir yöntemle işe saat kaçta geldiğini anlar. İş çıkışında almak için ne paralar sarf ettiğin okunu yayını al eline çalış." Bunlar kimin günlük rutini idi tahmin edebilirsiniz. Şu anda anlatılan hikayenin başrolü, yakışıklı Harakagi Hitsu'nun.

 Bugün de ayrı bir şey yapmayı planlamıyordu, yalnız kendine bir kaç sponsor bulmayı deneyebilirdi iş çıkışında. Ne hakkında sponsor derseniz, size cevabı "Denizlere açılacağım, paraya ihtiyacım var. Borcum borçtur, bir gün size daha fazlasıyla ödeyeceğim." demeyi planlıyordu. Tabi neden denizlere açılacağını karıştıran olursa o da konuyu karıştıracaktı. Belki bir kaç bin beli elde edebilirdi, kendisi manav çırağı olarak bile bir kaç yüz bin beli kazanmıştı. Kendisi bile bu durumdayken halk çok da fakir olmamalıydı. İkna kabiliyetine bağlıydı her şey. Karizmasına, karşısına gelen kişinin erkek mi yoksa Hitsu'nun yakışıklı yüzünden ve atletik vücudundan etkilenebilecek bir bayan mı olduğuna.

 Tabi hayatta planlar kurulur ve bozulurdu. O yüzden öncelikle akşam planına değil, işine bakmalıydı önce. Saatini kontrol etti Hitsu, bir kaç kez daha omzunda duran kuşun -All Blue olarak isimlendirmişti bu kuşu- karnını okşadı. All Blue'yu omzundan indirmeden dışarı attı kendini, yine kuşla beraber manavın yolunu hızlı adımlarla tuttu. Geç kalmak istemiyordu yukarıda yazılmış sebepten dolayı.

Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Perş. Ara. 12, 2013 3:44 am

Out: İkinci kez gecikiyorum farkındayım ama ben yazmıştım buraya. Yani yazdığıma eminim ama göndere mi basmadım ya da silindi mi bir şekilde bilmiyorum. Tekrar kusura bakmayın efendim...

Evden ayrılıp manava doğru hızlı adımlarla yürüyordu Hitsu, aslında tam yürümek değil de bir nevi koşuyordu. Normalde de dakik değildi zaten, geç kalsa da fazla takmazdı iş dışında. İşine ise zamanında gelmeye çalışırdı patron korkusundan.

Koşarak manava geldiğinde oldukça gecikmiş olduğunu fark etti, dükkanı hep Hitsu açarken o kadar geç kalmıştı ki açan manav olmuştu. Zaten patronunu kapıda görür görmez beyni otomatik olarak binlerce bahane üretmişti, onunla yüz yüze geldiği şu an da da en mantıklı ve daha önce kullanmadığı bahaneleri ayırıyordu Hitsu. Ama hiç bir şey uydurmasına gerek kalmadan manav konuşmaya başladı. Bir adres söyleyip, ellerine ise birer torba tutuşturdu  manav.

Geldiği yönde şöyle böyle bir kilometre geri yürümeliydi bu adrese ulaşmak için. Yağmur yağmaz ya da kavurucu bir güneş bastırmaz ise çok uzun bir yol değildi. Ayrıca patronu acele olmasını da istememişti. Hani istese bile dükkana koşarak geldikten sonra bu yolu da koşarak gitmeyecekti, dükkan görüş alanından çıkana kadar normal hızda, sonrasında ise yavaş yavaş yürüyerek siparişi götürülmesi gereken yere ulaştırdı.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu C.tesi Ara. 14, 2013 5:00 am


"Yağmur yağmaz ya da kavurucu bir güneş bastırmaz ise çok uzun bir yol değildi." demişti aslında Hitsu ama yürüdüğü yol nedense bitmek bilmedi, belki de uzun zamandır aksatıyordu her sabah yaptığı yürüyüşleri. İşte bu bitmek nedir bilmez yol yüzünden Hitsu iyice yorulmuştu. Hatta yol süresince mola vermek zorunda kaldığı bile olmuştu ara ara.  

Takip ettiği yolun kaldırımı yanlardaki tek tip denilebilecek tek katlı evlerin bahçelerindekilerden daha fazla çimen bulunduruyordu adeta. Bu kaldırımlar onu siparişi götürecek kaldırımlardı o tamam, ama sipariş neydi? Manav acaba terazi de ağır gelsin işini abartıp kaya falan mı koymuştu bunların içine? Siyah, içini bir gıdım göstermeyen poşetlerin içindeki şeylerin meyve sebze olduğundan emin olamıyordu Hitsu. Aklındaki tahminler yol boyunca kafasını daha da, daha da kurcaladı. Ancak kötü düşünceleri hem kendisinin, hem de başkalarının aklından nasıl savacağını bilirdi genç adam.

Derin bir nefes aldı, alnındaki teri elinin tersiyle sildi. "Eğer bir düşünceyi bastırmak isterseniz bunun en kolay yolu yerine düşünecek başka bir şey bulmaktır." Birazdan yapacağı şeyi kendine açıklamakla başladı önce, ardından sıra bastırılacak düşüncenin yerine geçecek düşünceyi bulmaktaydı. Bunun için biraz uğraştı, bulamayınca etrafa bakarak biraz ilham almak istedi. İşte o an Hitsu aradığı şeyi buldu. Gördüğü şey güzeller güzeli bir kızdı. Kendisini fark etmiş gibi görünmeyen güzel bayan mavi gözleri ve belinin altına kadar inen pembe saçlarıyla herkesin dikkatini çekebilecek güzellikteydi. Meleklerin giydiği gibi bembeyaz bir giysi giymişti.

Hitsu onun dikkatini çekmek, onunla konuşmak istese de bunun yolunun ona, sanki onu yiyecekmiş gibi bakmak olmadığını biliyordu. Keşke bu yolun ne olduğunu da bilseydi genç adam, yakışıklı olmasına rağmen kızlarla arası iyi olan biri sayılmazdı o. Biraz daha kafa patlattı, adımlarını daha da ağırlaştırıp onunla konuşmak için bir yol aradı. Bir kaçamak bakış daha fırlatayım derken kızın bahçesinde bulunduğu binanın siparişi götürmesi gerektiği bina olduğunu fark etti. Bu bahaneyi ileride kullanma fikrinin de verdiği cesaretle kıza doğru ilk adımı yaptı. "Merhaba, siz de bitkilerden hoşlanıyorsunuz galiba." Hey, hey, hey, bu söylemek istediği şey değildi ki, ağzından bir anda çıkan bu laflar bir diyalog başlatmak için iyi miydi ki?
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu C.tesi Ara. 14, 2013 11:35 pm

Hitsu'nun sorusundan sonra güzeller güzeli kız: "Çiçekleri çok severim. Özellikle babamla kavga ettiğimiz zamanlarda buraya gelip onlarla vakit geçirip dinleniyorum." Cevap verdi? Cevap verdi! Kızın verdiği cevap karşısında Hitsu dışarıya yansıtmamaya çalıştı ama çok mutlu olmuştu. Gerçi yanakları da yorucu yürüyüşten al al olmuştu (!), ya kız bunu utandığı için kızardı olarak algılarsaydı? Belki de kızla konuşmadan önce saçını başını düzeltip terini silmeliydi ha?

Hitsu'nun aklı tüm bu düşüncelerin tek bir saniye içinde gelişmesiyle allak bullak olmuştu. Ellerindeki yükler sanki birer tüye dönüşmüştü. Hatta kızın kendisine verdiği cevaptan sonra bir şey bile diyemedi. Ama kızın onun terlediğini gördükten sonra söylediği "Çok terlemişsiniz. Yorulmuş  olmalısınız. Siz burada oturun ben size bir bardak su getireyim." lafından sonra bir teşekkür edebilecek kadar konuşabiliyor Hitsu. Bunu da söyleyemese zaten tam odun olacak.

Kız su getirmeye gidiyor sonra, bizim adam yine bakakalıyor kızın ardından. Yani ağzını kapa da sinek girmesin misali. Tabi bu kısmı biraz fazla Hitsu için. Fazla iyi. Hitsu zaten aşık olamaz, Hitsu bir kilometrelik koşudan sonra güzel bir kızın elinden su içip iki dakika soluklanamaz. Ardından kızın demin kullandığı "...Özellikle babamla kavga ettiğimiz zamanlarda..." cümledeki adam olsa gerek her halde, Hitsu'nun tuttuğu poşetleri hemen sıyırıp geçecek şekilde bir bıçak fırlatıyor. Ardından da "Sanırım o elindekiler benim. Delikanlı!" diyor adam. Sanki tavlaması gereken bir kız varmış gibi ne bu hareketler anlayamıyor Hitsu. Yok sıyırıp geçen bıçaklar atmalar yok evin kapısına yaslanıp ukala ukala konuşmalar.

Her gülün dikeni olurdu ama ne olsa, bu adam da bu gülün dikeniydi. Muhtemelen de tek dikeniydi. Sırf kız için poşetleri olay yaratmadan bırakıp gidecekti Hitsu, sırf yarın geldiğinde kız onu "babama saldıran adam" olarak hatırlamasın diye. Tabi o kadar da kolay bırakacak değildi. Omzundaki All Blue'ya eve dönmesini söyledi, daha doğrusu sadece omzundan inmesini istedi. Kuş evi tek başına bulabilecek kapasitedeydi zaten, isterse oraya gider isterse başka yerlerde takılırdı. Ama akşam evin camının başına konar, Hitsu'nun kapıyı açmasını beklerdi.


Her neyseydi. Hitsu papağanı omzundan kovaladıktan sonra adama dönüp "İki kilo patates için değer miydi böyle agresif bir ortam yaratmaya amca ya, hatta ben bu poşetteki çürük sebzeler yerine sana yeni bir çift poşet taze sebze getirmişken." diyecekti. Tabi kendi de biliyordu içindekilerin patates olmadığını, ancak bir manav gizli bir şey gönderecekse birine, kesin sebze meyveyi poşetin üstüne koyar, alta ne koyacaksa koyardı. Eğer biri bunları fark etmeden değiştirmiş olsaydı ben de belki içindekilerin ne olduğuna dair bir şeyler kaçırabilirdim belki ağzımdan.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Çarş. Ara. 18, 2013 3:34 am

All Blue kendisine verilen komutun hemen ardından Hitsu'nun omzundan uçarak eve doğru kayboldu. Ancak Hitsu ne güzel eğitmişim Blue'yu diyemeden karşısındaki adam Hitsu'nun poşet içindekileri öğrenme planını bozarak içindekilere bakmıştı. Hem de Hitsu içindekileri görememişti bile. Adam şu sözle beraber kafasını kaldırdı hafifçe  "Tamam, bunlarda bir eksik yok." Adamın Hitsu'nun planlarını boşa çıkmasının üzerine biraz da 3 nolu yamyam bakışı Hitsu'nun soğuk terler dökmesini sağlamıştı.

Ama tabi soğuk terler bir yere kadar. Korku ve titreme bir yere kadar. Kız yüzünden çekinmek bir yere kadar. Kadar, kadar, her şey buraya kadar. İşte Hitsu'da bunlar ona şu ana kadar yapılmış en büyük hakaret edilene kadar. Bir doğa bilimcinin gözlerinin önünde etinden ya da başka hiçbir şeyinden faydalanılmayacak, kimsenin güvenliğini tehdit etmeyecek bir hayvan öldürülünceye kadar.

Kendisine yapılan hakaret umrunda değildi. Sanki ondan üstünmüş gibi yaşlı bir moruğun onu tehdit etmesi umrunda değildi. Adamın gelip sanki Hitsularınki görmüyormuş gibi "Delikanlı! Gözlerim çok iyi görürler." demesi de pek onu kızdırmamıştı. Ancak bu cümleleri söylerken sırf artislik olsun diye bir kurbağayı, zararsız bir canlıyı vurması onu kızdırırdı.
Babasıyla Hitsu'nun arasına giren kızı gözleri göremiyordu Hitsu'nun artık. Tek gördüğü babasıydı kızın. Onu iyice bir benzetecekti. Ama ondan önce suçunu anlamalıydı Hitsu'yu küçük görüp Hitsu'nun görebildiği son bıçağı da masum birinin canını almak için kullanan adam.

Kısa bir plan yaptı Hitsu. Öncelikle etrafında siper edebileceği bir yer aradı gözleriyle, ilk okunu fırlattıktan sonra adamın başka bıçağı olup olmamasına göre sipere atlayacak ya da durduğu yerde ikinci bir ok fırlatacaktı. Yayı zaten her zaman hızlı atmaya uygun kiriş kullanıma uygunken dururdu. En hızlı hali ile sadağına uzanıp ucu metal olan bir ok çekecekti, ancak nişan alırken biraz daha bekleyip iyice konsantre olmalıydı. Çünkü adamı ölümcül bir yerinden vurursa hatasını anlayamadan ölebilir, ısklarsa da yine aynı, güçlü biri güçsüz birinin laflarını dinlemezdi bu çağda.

Ancak bu düşüncelerini bozan iki gelişme yaşandı. İlki, kurbağanın bir anda sanki Hitsu'ya hareket etmiş gibi gelmiş olmasıydı. Eğer kurbağayı kurtarma şansı varsa dövüşmek ikinci plana düşerdi. İkincisi ise elini sadağına attığında, daha doğrusu sadağının bulunduğu sırtına attığında orada sadak olmamasıydı. Ok ve yayı olmadan dövüşemezdi bu adamla. Tabi dövüşmekten vazgeçmedi, ama önce daha detaylı bir plan yapmalıydı. Aklına All Blue'nun sadağını getirip getiremeyeceği geldi. Biraz zorlanırdı ama getirebilirdi belki. Kuşun yöneldiği tarafa doğru kuşunun adını ve istediği eşyayı haykırdı. Ardından kurbağaya doğru koşacak ve elinden geldiğince tedavi etmeye çalışacaktı. En sonunda ise karşısındaki adamı bir güzel benzetecekti Hitsu.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Ptsi Ara. 23, 2013 8:27 am

Kurbağa ölmüştü, ona baktığında onun için yapılabilecek hiç bir şey kalmadığını anlamıştı Hitsu. Ancak boşa gitmesine izin vermeyecekti, bu adamı iyi bir dövdükten sonra, her ne kadar kurbağalar burada pek popüler yiyecekler olmasa da onu pişirip yiyecekti. Ya da pişirtip yiyecekti, o kurbağa boşa öldürülmüş olmayacaktı sonuçta. Ardından sıra karşısındaki adamdaydı. Hala sanki yaşam hakkında bir şey bilirmiş gibi "Boşuna kontrol etme. Onun yaşam enerjisini artık algılayamıyorum." diyen adamdaydı.

Kurbağaya saplanan bıçağı belki işine yarar diye hemen çimenlere sürtüp üstündeki kanı temizledi. Ardından cebindeki bıçak ile yerlerini değiştirdi. Yani cebindeki bıçağı eline aldı, adamın bıçağını cebine koydu. Adama doğru ilerleyip üstüne atılmayı denedi. Elindeki bıçağı bir tarafına isabet ettirmeye çalışacaktı karşısındaki adamın. Ne güzel bir "detaylı plan"dı bu değil mi, Hitsu bile kızınca böyle gözükara davranabiliyordu. Zaten sonuçta da bir şey olmadı, adam saldırısını savuşturup karnına bir dirsek geçirmişti, dolayısı ile yere yapışmıştı genç adam.

Karnı ağrıyordu, zaten uzun yoldan sonra hali kalmamıştı ama artık iyice batmıştı. Kıpırdamadan durmak, yerdeki çimen kokularını içine çekmek istiyordu. Çimen kokusu, toprak kokusu. Kişiye rehavet veren bir kokuydu bu. Ancak Hitsu'nun son düşüncelerinde "koku" kelimesi o kadar fazla vardı ki, aklına diğer kokular gelmeden edemedi. Aklına gelen kokulardan biri de soğan kokusuydu. Çantasında var mıydı kişiyi ağlatan bu kokuya sahip bitki? Acaba bunu... Acaba bunu dövüşte de kullanabilir miydi ki? Manavdan geliyordu, bitki çantasında var olmalıydı elbet biraz soğan. Acaba çantasında olup olmadığını bilmediği soğanları olabildiğince ezip adama atsa ne olurdu? Gözleri yaşarır, gözlerini kapatır, açık verir?

Bu sebeple elini çantasının içine attı. Eli bitki çantasının içinde soğan arıyordu. Bunları tüm gücüyle sıkıp aromasını ortaya çıkaracaktı. Ardından adama doğru atıp bir anda diz kapağına tüm gücüyle vuracaktı. Diz kapağına sağlam bir darbe alırsa kısa süreli dizini oynatamazdı normal insanlar, bunu kullanarak adamı yere indirebilirdi. "Sen ne anlarsın yaşam enerjisinden." diyerek harekete geçecekti. Eğer çantasında soğan bulamazsa da yerden bir miktar toprak alıp rakibine fırlatırdı.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Salı Ara. 31, 2013 10:52 pm

Karşısındaki adam konuşmak istiyordu Hitsu ile, konuşarak anlaşmak. Hitsu'nun niyeti ise açıktı, karşısındaki adama dersini vermek. Aslında bunun iki yolu vardı hakikaten, biri adamın canına okumaktı. Diğeri onunla konuşarak yaptığının hata olduğunu kabul etmesini sağlamaktı. Konuşmak herkeste işe yaramayacağı için canına okumayı seçmişti Hitsu. Ancak adamın bu lafıyla ve elinin üstündeki ayağın acısı ile karşısındaki adamla konuşmaya razı olacaktı. Bir gün mutlaka onun canına okurdu, o ayrı mesele...

Hitsu'nun öncelikle istediği elindeki acının son bulmasıydı, öyle dayanıklı biri değildi sonuçta. "Ayağını elimin üzerinden çek de konuşalım bay şeytan meyvesi kullanıcısı." Hitsu adama bu sıfatla seslenmişti çünkü adam sanki geleceği görebiliyordu. Bir değil iki değil daha hamlesini yapamadan engellenmişti. Bahsettiği şeytan meyvesi ise Hitsu'nun bile fazla görmediği ancak çocukluğunun büyük bir kısmını denizde gezerek geçirdiği için bir kaç örneğini gördüğü bir şeydi. Yiyen kişiye insanın sahip olamadığı yetenekler verirdi bu meyveler. Bu adam da bir meyve yedikten sonra bu kahinimsi geleceği görme yeteneğini kazanmış olmalıydı.

Out:
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Perş. Ocak 02, 2014 12:46 pm

Bir günde ne çok şey gelmişti başına Hitsu'nun, tehditle başlayan çile "doğa bilimcilik onurunun" kırılması, sağlam bir dayak, ezilmiş el ve bir kız tarafından kurtarılmasıyla devam etmişti. Ayrıca tahmini yanlış çıkmıştı muhtemelen, karşısındaki adam şeytan meyvesi kullanıcısı olmadığını söylüyordu. Hatta bunu Hitsu'ya öğretmeyi teklif etmişti adam. Bu tür bir güç mü? Oldukça avantaj sağlayabilir, onu herkesten daha üstün kılardı bu yetenek. Kumar oynayıp milyoner olabilirdi belki ha?

Dünyaya geri döndü genç adam sızlayan eli ile. Hitsu kendisine acı elini koltuk altına sakladı, bir prenses kadar güzel ve zarif kurtarıcısına teşekkürlerini sundu. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kafası karışmıştı genç adamın. Yapabileceği şeyleri bile aklında toplayamıyordu en iyisini seçip uygulamak için. Hiç bir şey yapmadan gidebilirdi. Aklına başka bir şey gelmiyordu. Demin teşekkür ettiği genç kıza özürlerini de sundu. Yarattığı problem ve deminki tavrı, yani kız onları ayırdığı halde fütursuzca babasının üstüne atılmasına pişmandı.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Paz Ocak 05, 2014 2:21 am

Hitsu önce kabul etmek istemedi, bir de dayak yediği adam tarafından tedavi mi edilecekti? Hem eli de sızlamıyordu artık, meleğinin dokunuşu sayesinde. Sonrasındaysa meleğinden uzak kalmama isteği aklını başına getirdi genç oğlanın. Adamın sözüne uyup onu takip etmesi bundandı. Aklına gelen en kibar kelimeleri kullanarak cevapladı bu daveti Hitsu elbette bu lafları yaşlı adama değil kızınaydı. Adamı yok sayarak kıza döndü: "Gerçekten bu davetiniz beni çok müteşekkir etti. Ancak bana isminizi bahşederseniz beni dünyanın en mutlu kişisi yaparsınız hanımefendi." Önce leydim demeyi düşünmüş, ancak saniyeler içinde bunun çok abartılı kaçacağını düşünerek hanımefendi kelimesini kullanmayı yeğlemişti genç adam.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Salı Ocak 07, 2014 3:54 am

"Benim adım da Hitsu, Amelia. Umarım size bu şekilde hitap etmemin bir sakıncası yoktur." Ardındansa davete icabet etmek ve karşısındaki güzel kız hiç elini bırakmasın isteyen genç adam -daha çok ikinci sebepten- içeri geçmeyi kabul etti. Ve Amelia ile birlikte yürümeye başlayacaktı.

Amelia... Harbiden ne kadar güzel, hanımefendi ve zarif bir insandı. Hitsu'yu normalde olduğunun katlarca fazlası kibar davranmaya itiyordu kızın bakışları, gözlerinden akan masumiyet. Hitsu artık karar verirken zorlanmıyordu. İki seçenek arasında kalmıyor, her zaman Amelia'nın yanında olmasını sağlayacak seçeneği seçiyordu. İsterse babası Rio onu kapıdan kovsundu. Genç oğlan bacadan girerdi. İsterse bacandan kovsundu, bu sefer de pencereden girerdi.

Yalnız adamın sözlerini tamamlamasını da isterdi, her ne kadar ondan fazla hoşlanmamış olmasa da. Uygun bir zamanda, Amelia yanlarında yokken bunu da sormayı aklına koymuştu.
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Çarş. Ocak 08, 2014 9:55 am

Güzeller güzeli Amelia'nın onu getirdiği oda iyi döşenmişti. Tıpkı Amelia-chanınki gibi güzel zevki olan biri, belki de onun elinden çıkmıştı her şey. Ardından Amelia onu ikili koltuklardan birine oturtmuştu. Gerçekten de o da Hitsu'dan hoşlanıyor olmalıydı. Hitsu'nun rahat etmesi için, evinde gibi hissetmesi için her şeyi yapıyordu güzel kız. Sanki demin tanışmamışlar, sanki kaç yıllık dostlukları varmış gibi onu iyileştirecekti peri kızı. Keşke ilk yardım malzemeleri yanında olsaydı da Amelia'nın, hiç bırakmasaydı genç adamın elini...

Kız gittikten biraz sonra Hitsu da ayağa kalktı. Uyuyan Den Den Mushi'yi uyandırmamaya çalışarak önce bulunduğu odada biraz daha dolaştı. Ardından Amelia ne yapıyor görmek istedi, bu yüzden koridora çıktı. Çıkış amacı peri kızını aramak olsa da Rio'nun gittiği yöne doğru yöneldi. Meraklanmıştı, poşetler, adamın bahsettiği amaç ve geleceği görme yeteneği onu meraklandırıyor, o odaya girmeye yöneltiyordu. Ancak olmazdı, demin kararını vermişti. Her zaman onu Amelia'nın yakınında tutacak seçimleri yapacaktı. Bu yüzden başka bir kapıdan girecekti. Amelia'nın hangi kapının ardında olabileceğini düşünüp Rio'nun girdiği odalar dışında bir odaya doğru yol aldı. Hala sağlam olan koluyla kapıyı açacaktı.

Tabi Hitsu'nun bilmediği bir şey vardı. Demin dikkatini Amelia-chan üzerine yöneltmişken Rio'nun girdiği kapıyı yanlış görmüştü. Bu yüzden tam da Rio'nun poşetlerle birlikte girdiği odaya girmek üzereydi genç adam...
Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu" Empty Geri: Şşşt, Yakışıklı "Harakagi Hitsu"

Mesaj tarafından Harakagi Hitsu Ptsi Ocak 20, 2014 8:09 am

"Yoo, hayır Amelia, sadece bir bardak su isteyecektim. Bana gerçekten çok iyi davrandın." dedi Hitsu. Az önce Amelia'yı aramak için, ona daha yakın bir odada olmak için ayağa kalkmıştı. Sonradan ekledi, "Aah, benim zaten suyum vardı ya. Seni de yoracaktım az kalsın." ve çantasındaki matarayı aramaya başladı. Amelia'nın babasıyla...ııı... Rio ile yaptığı tek taraflı kavga sonrasında kırılmadığını umuyordu genç adam.

Harakagi Hitsu
Harakagi Hitsu
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 62
Kayıt tarihi : 04/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz