One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.



Join the forum, it's quick and easy

One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

One Piece Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

3 posters

Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Perş. Ara. 26, 2013 6:20 am

Adalet? 6 harfli ve anlamı üzerinde çok durulmuş bir söz. Bazıları için eşitlik demektir , bazıları için doğruluk bazıları içinse belirli ideallerdir. Bu basit 6 harfli kelimenin 10 insan için 10 farklı anlamı olabilir. Hepside kendi söylediklerinin doğru olduğunu söyler. Peki hangisininki doğrudur? Tabikide kazanan doğrudur. Kazanan her zaman kaybedeni ezip onun şeytan olduğunu söylemiştir. Büyük bir düşünür ne demiş: Korsanlar şeytan ve Denizciler melek mi? Bu şartlar tarihin akışı boyunca sürekli değişti. Barışı hiç görmemiş çocukların ve savaşı hiç görmemiş çocukların farklı değerleri vardır. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyecek olanlar da onlar. Bu bölge en tarafsız bölgedir. Adalet galip gelecek diyorsun değil mi? Evet bu doğru. Savaşı kazanan adalet olacak.

Genç adam güne martıların sesiyle uyanmıştı. Adaya yeni gelmiş ve geceyi geçirecek bir yer bulamadıktan sonra bir balıkçı kayığında kalmıştı. Pek rahat değildi ayrıca kötü kokuyordu ama dışarıda kalmaktan iyiydi. Dışarısı geceleri feci derecede soğuktu. Gündüzleri ise geceye nazaran ılıman bir iklime sahipti.

Revongler uyandığında bütün vücudunun kaskatı kesildiğini hissediyor. Bunda en büyük etki tabikide bir kayıkta geceyi geçirmesi. O bu tarz yerlere pek alışık değil sonuçta. Ayrıca bunun dışında mideside onu pek rahat bırakacak gibi değil. Koku ve geminin denizde sallanması yüzünden allak bullak olmasını saymazsak açlık yüzündende epey sorun çıkartıyor genç adama. Hemen kalkıp bir yemek bulsa iyi olur.
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından Revongler Daniel Paz Ara. 29, 2013 5:41 am

Gün ışığının sıcaklığını rahatlıkla hissetmişti. Gözlerini çoktan açmıştı; fakat gördüğü tek şey gözlerinin açık olmasına rağmen sade bir karanlıktı. Martıların sesini bir ritim edası ile dinlerken; burnuna gelen pis yosun ve balık kokusunu ise tiksinmeden koklamıştı. Elbiselerine ve yanı başında duran kılıcına bir göz gezdirmiş ve başını hafiften kaldırak yeni güne bir selam vermişti. Dalgaların sayesinde geçirdiği salantılı ve soğuk bir gece sonrası böyle hoş bir güne gözlerini açması onu biraz mutlu ederken, dün geceden kalma telaşlarınıda bir çırpıda silmişti. Dalga sesleri ve ıslak tahtaların tıkırtılarını rahatlıkta duyuyordu, buna martıların bağırışlarınıda ekleyince bu ritmi  senfoniye bir olaya tamamlıyordu.

Fakat her şeyin bir sonu olduğu gibi karnından çıkan bir gurultu sesi var olan ritmi ortadan kaldırmıştı. Az önce günü selamlıyan anlamsız bakışları, utanç ve şaşkınlık karışımı bir duyguya dönüşürken, kas katı kesilmiş bedenini zorlayarak yattığı yerden kaldırmıştı. Boynu, bacakları, kıç kısmı, omuzları ve belinin ağrısını iliklerine kadar hissediyordu ve bu ağrıyı bir kaç egzersiz hareketi ile sonlandırmayı düşünemeden edemiyordu. Sağ elini, sol omuzuna doğru götürüp tutmuştu. Elini omzu ile uyumlu bir şekilde hareket ettirek çıtlatmış ve hemen ardından sağ omzunu, sol eliyle tutarak saniyeler öncesine kadar sol omzuna yaptığı çıtlatma hareketinin aynısını sağ omzuna yapmıştı. Omuzlarından başlayan rahatlık tüm vücuduna yayılırken, hız kesmeden ayaklanmış kollarını sonuna kadar açarak, güneşe doğru bakan gözleri eşliğinde  esnemişti.

Elini yavaş ve ağır bir şekilde sağ tarafında bulunan kılıcına doğru götürmüştü. Kılıcını kınından tutarak beline asıp, bulunduğu küçük gemide dikkatli adımlar atarak ilerlemeye başlamıştı. Tek bir gereksiz bir hareket ile doğanın acımasız suyuna düşmek istemiyordu. Geminin gıcırdayan ıslak tahtalarından ayrılıp, limanın sert yapı taşlarına ayak basmıştı. Yattığı balıkçı kayığına son bir kez göz atmıştı bir şey unutup, unutmadığından emin olmak için sonrasında kayığa bakmakta olan gözlerini limanın sağ ve sol bölgerine doğru kaydırmıştı. İlk olarak sağa, sonrasında sola bakmıştı. Dün gecenin ıssız saatlerinde bu adını bilmediği yere gelmişti. Aç karnını ve bu bilmediği şehri keşvetmek istiyordu.

Gözleri yaşamını burada sürdüren ve bu yeri avucun için gibi bilen bir insan aramaktaydı. Kendisinin aksine buraları bilen birini bularsa karnını rahatlıka doyurabilecek bir yer bulabilirdi; şu beş dakikalık zaman akımında karnından çıkmakta olan gurultular ve acı hissinden yavaş yavaş sıkılmaya başlamıştı; ayrıca bir kadınla konuşurken karnının guruldamasını kesinlikle istemiyordu. Gözleri bir sağa, bir sola bakerken istemsizce saatin kaç olduğunu merak etmişti ve bu merak duygusu ile ilk gördüğü insana doğru yavaş ve ağır bir şekilde yürümeye başlamıştı. Adamın yanına usulce yaklaşıp, derin bir nefes almıştı. Çıplak bir insan gibi dikkat çeken kılıcını, saklama çalışırken adama hafiften dokunup;

"İyi günler. Buranın bir yabancısıyım ve dün gece buraya geldim. Dün geceden beri mideme pek bir şey girmedi buralarda karnımı doyurabileceğim bir yer var mıdır ? varsa söylerseniz çok mutlu olurum. Ah ayrıca saatin kaç olduğunu öğrenebilir miyim ?"

Dikkat çekmemek için kırmızı renkteki gözlerini gizlemek için hafiften gözlerini kısmış ve yalancı bir duyguyu ses tonuna karıştırak ince ve düzgün bir konuşma yapmıştı; fakat buna rağmen yüzü her zaman ki gibi anlamsızca bakmıştı. Konuşma bicimini değiştirse de gözlerindeki ve yüzündeki o ifadeyi hiç bir şekilde değiştiremiyordu. Geçmişi tarafından lanetlenmişti adeta ve bu laneti kaldırmanın bir yolu yok gibi görünüyordu. Olsa bile bu laneti kaldırmak istediğinden pek emin değilim; çünkü bu lanet geçmişini ona hatırlatıyor ve geçmişi ise karısını ve çocuğunu ona hatırlatıyor. Bu döngüye sıkışmış adeta ve kurtulması daha doğrusu kurtulmak istemesi hayatta isteyebileceği en son şey. Bu lanet genç adamın bu dünyada tek değer verdiği şey.


En son Revongler Daniel tarafından Paz Ara. 29, 2013 5:50 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Revongler Daniel
Revongler Daniel
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 24/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Paz Ara. 29, 2013 10:40 am

Neresinden bakarsanız bakın güzel bir gündü. Yeni doğmuş güneş , martıların sesi ve deniz kokusu. Ah pardon deniz pis kokuyordu değil mi? Unutmuşum. Ama yinede pis bir deniz kokusunu bok kokan sokak kokosuna terchih ederim. Neyse ne diyordum? Güzel bir gün lakin böyle devam edeceği kesin değil. Kim bilir nice mucizeler ve felaketler saklıyordur kendi içinde.


Genç adam vücudunu esnetmeye başlamıştı. Şekilden şekile girdikçe vücudundan pat-çıt-küt sesler çıkıyordu. Sesler demişken kemikleri böyle çıtlatmak çok zararlıdır. Kireçlenme yapıyormuş + ben bir kere boynu çıtlatırken feci halde tutulmuştu. 3 gün kendime gelemedim. Tabi genç adam bunları düşünmüyordu büyük ihtimalle. O belkide bir geleceği olmayacağını düşünerek anı yaşıyordu. Geçmişte yaptıklarına bakılırsa bela peşini bırakmayacak gibiydi.


Revongler'in esneme işi bittiğinde vücudunda hissedilir bir rahatlama oluyor. Kan vücuduna daha rahat pompalandığı gibi nefeside hatrı sayılır ölçüde açılıyor. Lakin vücudundaki ağrıların geçtiğini söylemek için hala çok erken. Hafiflemiş olmalarına rağmen hala geçmediler. Onlarda zamanla geçer heralde.

Genç adam dikkatli bir şekilde kayıktan iskeleye çıkmaya çalışmıştı. Geminin ise sanki başka bir fikri vardı. O ilerledikçe kayık beşik gibi sağa - sola , yukarı-aşşağı sallanıyor. Sallandıkça ilerlemesini zorlaştırıyordu. Bir kez tökezleyip düşme tehlikesi yaşamıştı Daniel ama sonunda çıkmıştı iskeleye.

İskele çıktığında güvertenin oldukça kaygan olduğunu fark etmişti genç adam. Bunun en büyük sebebi dökülen başta balık olmak üzere deniz ürünleriydi tabikide. Hatta biraz dikkatli bakarsa bir iki balk gözü yada pulu görebilirdi.

Bir kaç dakikalık bir yürüyüşün ardından iskenin sonuna gelmişti. Ada'nın onun bulunduğu tarafı tam anlamıyla bir balıkçı kasabasıydı. Balık tezgahları , balık süsleri , denizden çıkan ıvır zıvırlar , denizcü eşyaları , balıkçı eşyaları ve daha nicesi. Gece tam olarak fark edememiş olsada şuan için herşey rahatlıkla görülüyordu. İnsanlarında çoğu balıkçı yada dükkan sahibiydi. Saat erken olsada hatrı sayılır bir kalabalık dükkanlarını açmak için toplanmıştı.

Bu sırada genç adam soru sormak için etrafına bakınıyordu. Ama insanlar o kadar meşgul görünüyorduki birine gidip soru sorsa bile cevap alacağı meçhuldü. Bir iki dakikalık arayıştan sonra giyimiyle diğerlerinden sıyrılan bir adamla karşılaşmıştı.Takım elbise giyen bu adamın tek gözünde zincirliği gözlüğü ,ağzında piposu ve elinde ise bastonu vardı. Diğerlerinden epey farklı birine benziyordu. Genç adam adamın yanına gidip sorusunu sorduğunda. Adam elini ceketinin üst cebine götürüp bir saat çıkarmıştı. Oldukça hoş bir saatti. Hani yüzlerce yıllık babadan oğula geçen saatler vardırya. O saatlerdendi. Adam seri bir el hamlesiyle saatini açıp '' 8.30 genç bayım .  Yemek yemek için size Brasserie La Brise'ı öneririm. Özellikle kurbağa bacağı çorbasını çok güzel yaparlar. '' demişti. Sesinden ve konuşma şeklinden oldukça kibar ve eğitimli biri olduğu anlaşılıyordu.
AVEVE:
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından Revongler Daniel Paz Ara. 29, 2013 11:15 am

Pis pis kokan tütün kokusundan rahatsız olmuştu ve adamın vereceği cevabı sabırsızlıkla beklemeye başlamıştı. Bekleme sırasında bir adama ve birde etrafında iş için koşuşturan insanlara bakmıştı. Adamın giydiği siyah takım elbisenin kumaşının kalitesi bir görünüşte anlanılacak seviyede idi; taktığı gözlük ve soru cevaplamak için cebinden çıkartığı göz alıcı cep saati ise bu adamın zengin olduğunu gösteriyordu ki bunu anlamak için işe koşuşturan yerel halk insanı ve bu insana karşılaştırmak dahi yetiyordu. Bunu umursamamıştı ve adamın vereceği cevaba odaklanmıştı. Sonuçta adelet ve eşitlik için savaşan bir adamın, zengin bir insandan etkilenmesi imkansız denilecek seviyedeydi; hatta imkansızdı eğer o insan sözde bir arayış içerisinde değilse.

Adamın ağzından çıkan sözler en az Daniel'ın sahte kibarlığı kadar gerçekçiydi; tek fark bu adam gerçektende kibar bir şekilde konuşmuş olmasıydı. Daniel gibi bir yalan peşinde değildi. Aldığı eğitim ve aile terbiyesinden böyle konuştuğu açıkça ortaydı. Aldığı cevap sonrasında biraz düşünmüş, sonra etrafına bakmıştı. Bu adamın neden bu çevredeki insanlardan bu kadar farklı bir havaya sahip olduğunu istemsizce merak ediyordu; fakat bir cevap bulamıyordu. İki seçenek vardı; ya bu adam yabancı, yada burada bir iş veren.  İlk seçenek biraz daha yakın gibi gözüküyordu; lakin bu işi fazla umursamadan düşünmeyi kesmiş ve karşısındaki adama odaklanmıştı. Gerçi öneri olarak verdiği kurbağa bacağı çorbası yüzünden biraz midesi havaya kalksa da kendisi tutmuş ve adamın yüzüne bakmıştı. Hemen ardından yüzünde tek bir  değişik duygu olmadan adama cevap vermişti.

"Teşekkürler; fakat dediğim gibi buranın yabancısıyım ve ismini verdiğiniz yeri rahat bir şekilde bulabileceğimi düşünmüyorum. O yüzden mümkünse bir yol tarifi verebilir misiniz ?bu arada umarım sadece kurbağa bacağı gibi insana tuhaf gelen yemekler yapmıyorlardır."

Sözleri az önceki gibi kibarlık; fakat yüzü ve gözleri her zaman ki gibi aynıydı. Anlamsızca bakıyordu. Esen bir hafif rüzgar kullağına taktığı küpenin hafiften oynamasına sebebiyet vermişti. Saçlarıda aynı şekilde uçuşurken, gözleri ise rüzgarın gitmekte olduğu yöne doğru kaymıştı. Bir insan ile konuşurken, başka bir şeyle ilgilenmek her ne kadar yalnışta olsa o bunu umursamamış ve rüzgarın estiği yöne doğru istemsizce bakmıştı. Bu rüzgar ile içinde bir ürperti tohumu oluşmuştu ve bu tohum her saat başına büyüyecek gibiydi. Sanki saatler, saniyeler ve belkide dakikalar sonra bir olay olacaktı ve bu olayın baş kahramanı ise genç adam olacaktı. Ufak bir aksilikten sonra sohbete devam etmek için tekrardan önüne dönmüş ve adamın vereceği cevabı dinlemek için beklemeye koyulmuştu içindeki anlamsız ve tuhaf duyguya rağmen.
Revongler Daniel
Revongler Daniel
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 24/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı C.tesi Ocak 04, 2014 8:19 am

Zenginliğin zirvesinde bir yaşamla fakirliğin zirvesinde bir yaşam. Bu iki yaşam neredeyse hiç bir şekilde karşılaşmaz yada kesişmezler. Ama bu gün ne olduysa bu iki yaşam şeklide bir birine karışmıştı. Bir yanda üstü başı yırtık ve üzerine dökülen yemeklerin pisliğiyle kaplı kasaba halkı bir yandanda ipek bir takım elbise içindeki her hali ve hareketiyle asillik saçan bir zengin. Ne ilginç tesadüf değil mi?

Genç adam konuşmaya başladığında ;karşısındaki adamın yüzünden önce bir şaşırma sonrada garipseme duygusu belirmişti. Ama adam hemen kendini toparlayıp yüzünü eski haline getirmişti. Revongler yinede bunu rahatlıkla fark edebilmişti. Adam en son duyduklarından pek hoşlanmamış gibi duruyordu. Belkide küçümsüyordu Revongleri, belkide beklediğini bulmamıştı.

Adam bir süre bekledikten sonra biraz iğneleme biraz küçümsemeyle karışık bir yüz ifadesiyle '' Anlaşılan düzgün yemekten ve adaptan bir habersin genç adam. Biraz ilerideki bara gidebilirsin. Orada hem cinslerinle beraber istediğin yemeyi yiyebilirsin. '' demiş ve arkasına dönüp sol elinin işaret parmağıyla biraz yukarısını işaret ettmişti.
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından Revongler Daniel C.tesi Ocak 04, 2014 8:34 am

Kendini zor zor tutmakta olan bir adama en yalnış kelimeleri kullanmıştı zengin adam. Özelikle karşısındaki adam adelet ve eşitlik uğruna savaşıyor iken ve bu savşa uğruna canını tek bir şüphe duygusu duymadan feda ediyorken, karşısında ki adamın sırf kader ona biraz gülümsediği için kendini diğer insanlardan üstün görmesi onu öyle bir öfklendirmişti ki, sakladığı kırmızı gözleri esen sert bir rüzgarın saçlarını uçurması ile birlikte yukarıya doğru havalnmış ve gözleri açığa çıkartmıştı. Elbiseleri bir tekne gibi bir sağa, bir sola doğru salanmaya başlamıştı ve genç adam korkutucu kırmızı gözleri ile karşısındaki adamı süzmüştü. O kadar korkunç ve öfkeli bir şekilde bakıyordu ki, az önce ki kibar adam adeta yok olmuştu. Bir su gibi buhar olup, yok olmuştu...

Elini yavaşça ve asilce saklamakta olduğu kılıcının kınına doğru götürdü. Beline bağlı bir şekilde olan kılıfından, o cızırtı sesini rahatça duyabilecek bir şekilde çıkartı. Küpelerin zil gibi çalmasını öyle bir zevkle dinledi ki, o anlamsız bakışları biraz zevkle karıştı; fakat en niyahetinde gözleri hala anlamsızca ve sakice bakıyordu içindeki o ele avuca sıymayan fırtınaya rağmen, o öfke yağmurana rağmen bakışları ve yüz ifadesi hala sakinlik ve anlasmızca bakıyordu. Adı "adelet kılıcı" olan kılıcını güneşe doğru tuttu, o  bir kaç saniyelik sırada adamın yüzünde ki ifadeye baktı. Derin bir nefes aldı ve hemen ardından kılıcı adamın boğazına doğru gram korku ve şüphe duymadan doğrultu.

"Kaderin sana gülümsemesi  tamami ile bir yalandı; benimle karşılaşana kadar en azından bu gülümseme epey bir gerçekçi olsa da benimle karşılaştıktan sonra her şey bitti; aslında az önce seni bitiren şey söylediğin kelimeler oldu. Birazdan ben nasıl hemcinlerimin yanına gideceksem, birazdan sende benim öldürdüğüm hemcinlerinin yanına gideceksin. Var olmayan tanrı seninle olsun!"


Kılıç kendini bir şey sanan bu adamın boğazında sabırsıca kan banyosu yapmayı beklerken, onun ağzından çıkan sözler her şeyi noktalamıştı. Az önce bu büyükçe ettiği laflar onun ölümü olurken, onun adelet uğruna attığı kısa ama kendinçe büyük gördüğü adımlardan bir tanesi daha olacaktı. Kılıcı o kadar düzgün ve asilce tutuyordu ki, sanki bir şeyi bekliyordu. Kılıcını gram hareket ettirince boğazı delinecek bu adamın bir şeyler söylemesini bekliyordu. En azından ona bu dünyada kalan bir kaç saniyelik vaktinde konuşma fırsatı vermişti. Bu bir avcının, avına yapabileceği en iyi iki şeyden biriydi. İlki acısız bir ölüm, ikincisi ise son bir keliem hakkı. Ve avcı olan Daniel tüm şartları yerine getirmek için hazırlanıyordu; sonrasında kılıcı kan banyosuna kavuşacaktı.
Revongler Daniel
Revongler Daniel
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 24/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı C.tesi Ocak 04, 2014 9:48 am

Şans? Şans nadir? Şansla ilgili söylenmiş bir çok şey var. Kimisi böyle bir şeyin olduğunu kimisi olmadığını söyler. Kimisi nazar der kimisi burç. Bir tesadüfmüdür yoksa planlı bir şeymidir? Kaos kuramına göre şans yoktur. Her şey başka bir şeylerin etkisiyle olurdu. Yani şans diye bir kavram yoktu onlara göre.

Genç adam karşısındakinin sözlerinden pek hoşlanmamıştı. Bir şeyler yapmayı planlıyordu. Peki bu kadar insanın içinde birini öldürmek akıllıca bir planmıydı? Helede bu kişi zengin ve soyluysa. Başına büyük belalar gelebilirdi.

Genç adam karşısındaki adamla konuşurken bir anda önlerine bir grup hamal çıkmıştı. Bir polisiye filmdeki kovalama sahnesinde kovalayanla -kovalanan arasına tren girerde izler karşıdaki bir den kaybolurya. İşte tam anlamıyla aynısı olmuştu. Tek fark araya girenler bu sefer yük taşıyan hamallardı. Revongler daha ağzını açamadan adam gözden kaybolmuştu. Aslında diğerlerinden bu kadar farklı gözüken birinin bir anda gözden kaybolmasıda ilginçti. Şimdi genç adam öylece ortada kalmıştı.
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından Revongler Daniel C.tesi Ocak 04, 2014 11:03 am

Şaşkınlık tuhaf bir duygu olmasına karşın, genelde soğuk kanlı insanlarda görünmeyen bir duygudur; fakat öfke eşliğinde yapacağı konuşmanın başlamadan bitmesinin şaşkınlığını yaşamaktaydı. Aniden önlerinde ortaya çıkan bir grup çalışan hamalın sonrasında gözleri önünde kaybolan adamın şaşkınlığını yaşamaktaydı. Bir büyücü mü ? yoksa çok hızlı kaçan bir korkak mıydı ? bunu kimse bilemez ama Daniel gibi bir adamı şaşırtabiliyorsa, kaçma konusunda marifetli olduğu aşikar. Şaşkın olmasına karşın, her zaman ki gib bu şaşkınlık sadece içinde saklı kalmıştı. Dışarıya gram şaşkınlık yansıtmadan, sadece olanları o sakin ve anlamsızca bakan gözleri ile etrafını süzerek anlamaya çalışıyordu. Olan bitene saniyeler içerisinde alıştıktan sonra, kılıcını yavaş ve asilce indirerek -etrafına bakınırken- tekrardan kılıfına sokmuş ve şuana kadar sanki içine çektiği tüm nefesi bir anda bırakırmışçasına bir of çekmişti. Önünde durmakta olan hamaları umursamadan, bir adım atmış ve adamın kaçtığı yönünü görebilecek bir yere geçmişti. Dikkatli bir şekilde adamın kaçtığı alanı süzerken, bu kadar farklı bir insanın nasıl bu kadar çabuk kaybolduğunu sindirmeye çalışıyordu kendince ve elinden kaçırdığı bu büyük balığı cezalandıramamın acısını çekiyor ve kendine ahıt yakıyordu.

Bir süre bir direk gibi aynı yerden durduktan sonra, derin bir nefes aldı. İstemsizce bir sigara yakıp tüm bu olanları unutmak istedi veya son derece yüksek bir alköle sahip bir room içerek; fakat bulunduğu yerde böyle dikili bir şekilde kalmaya devam ederse rom içme ve karnını doyurma hayelleri asla gerçekleşmeyecekti. Ayrıca boynuna kılıç dayadığı adamın öyle saf gibi durmayacağı da ortaydı. Ya denizcilere başvuracaktı, yada yerli halktan kıçını kurtaracak bir kaç adama para teklif edip koruması olarak alacaktı. Yada kendini koruyacak kadar güçlüydü ? belki de sıradan zengin insanlardan değildi. En azından bu kadar çabuk kaçması akılda bu tarz soruları oluşturuyordu. Bir sağ, bir sol, bir arka ve bir de önüne arda arda baktı sakin bir şekilde. Bir elini cenesine doğru götürüp cenesini sıvazlamaya başladı cenesinde hafiften çıkmış belli olmayan kıllardan rahatsızlık duymadan. Ve düşünmeye başladı düşüncelerini dışarıya yansıtrak; fakat kimsenin duymayacağı bir ses tonu eşliğinde;

"Kötü oldu; oysa ki onu öldürmeme ramak kalmıştı. Sanırım hala beceriksiz bir insanım; karısını ve çocuğunu koruyamayan ve onların ölmüş olmasına rağmen hala hayatta olan beceriksiz bir insan ve babamıyım! ailemi dahi koruyamıyor iken, bu insanları nasıl koruyacağımı düşünebiliyorum anlamıyorum. Böyle düşünmemi sağlayan o duyguyu yakalayıp, boğazını sıkıp öldürmek istiyorum veya kılıcımı kalbine defalarca saplayarak. Bu düşünce tarzı beni bir psikopat yapsa dahi gerçektende böyle düşünüyorum. Kader bana bir kere dahi gülmez iken, az önceki gibi insanlara pismiş kelle gibi sırıtması açıkcası artık zoruma gitmeye başladı. Vakti geldiğinde kader denilen şeye de bir ders vermem gerekiyor sanırım. '. Biraz ilerideki bara gidebilirsin.' derken acaba şu yönden mi gitmemi kast etti ? peh gerçi onun dediği yere gitmek ne kadar mantıklı bilmiyorum ama gitmekten başka şansım yok gibi. En nihayetinde bir kurt kadar açım!"

Yaptığı bu konuşma onu biraz daha direk gibi bulunduğu yerde bekletse de şimdi ne yapacağı hakkında bir karara varmasına sebebiyet vermişti. Az önceki gibi büyük bir derin nefes aldı ve aynı şekilde aldığı bu derin nefesi aldığı gibi iade etti. Sağına doğru bir adım atarak döndü ve sakin bir şekilde, asiliğinden gram kaybetmeden yürümeye başladı. Her ne kadar, oraya gitmenin ne kadar tehlikeli ve aptalca olduğunu bilsede yabancısı olduğu bu yerde karnını doyurmak için gidebileceği bir yer bilmiyordu. En azından şu kurbağa bacağı yemeği yapan yer haricinde, ismi dahi insana tuhaf gelirken acaba görünce bir insana nasıl duygular yaşatacak ? kim bilir. En azından bu sorunun cevabını bu gencin hikayesinde öğrenemeyeceksiniz; çünkü bir barda kurbağa bacağı gibi saçma bir yemek yapıldığını sanmıyorum. Hoş bir rom ve iyice pişirilmiş bir et! var mı daha güzeli ? yok tabiki de!
Revongler Daniel
Revongler Daniel
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 24/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Paz Ocak 05, 2014 8:01 am

Yanılgı ve yanlış anlama çok garip şeylerdir. Size en yakın arkadaşınızı yada sevgilinizi öldürmenize sebebiyer verebilirler. Hiç yoktan olay çıkartıp başınızı belaya sokabilirler. Yada bir olayı yanlış yorumlamanıza sebep olabilirler. Ve en kötüsü ise kendinizi kendinizi olduğunuzdan daha iyi veya kötü sanmanızı sağlayabilirler. Bu yüzden ne yapacağına karar vermeden önce dikkat etmeli insan. Bin kere düşünüp bir kere yapmalı.

Genç adam olanları anlamaya çalışıyordu. Olanlar kaderin bir cilvesiydi belkide. Karşısındaki adamın zamanı daha gelmediği için kurtulmuştu. Belkide kurtulan Revonglerdi. Sonuçta zengin bir adamın kendisini koruması gerekirdi. Bu çatışmanın kaybedeni o olabilirdi. Bir ihtimalde ben yanılıyorumdur. Karşısındaki adamı hiç sorun yaşamadan ikiye bölebilirdi. Kim bilir? Sanırım bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz .


Revongler olduğu yerde kendi kendine konuşurken zaman işliyordu. Karnı iyice guruldamaya ve diğer insanların bile duyabileceği sesler çıkarmaya başlamıştı. Tabi insanlar kendi işiyle meşgul olduğu için duymuyor duysa bile aldırış etmiyordu.

Dışarısı demişken. Saatin ilerlemesiyle sokaklar iyice dolmaya başlamıştı. Tipinden balıkçı olduğu anlaşılan bir çok insan iskeleye doğru gidiyordu. Dükkanlarını yeni açan insanlarda vardı. Hepsinin dışında çevrede giyim ve kuşamıyla diğerlerinden sıyrılan bazı insanlar vardı. Bellerinde taşıdıkları kılıç ve tabancalar onların en büyük farkıydı. Bunun dışında genel giyimleride ada halkından daha iyi ve farklıydı.

Genç adam bara gitmeye karar vermişti. Kısa bir süre önce barın yerini gösteren olduğu için bulması çok zor olmamıştı. Ama bar biraz yukarıdaydı ve yollarda oldukça çamurlu ve engebeliydi. Yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından tabelasından bar yazan bir yere ulaşmıştı. Bar kovboy filmlerindeki barları andırıyordu. Tahtadan ve 4 katlıydı. Görünüşe bakılırsa içinde birde han vardı.
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından Revongler Daniel Paz Ocak 05, 2014 9:43 am

Kalabalık ne güzel bir şey, nede kötü bir şeydir. Korkaklar için çabucak tüymek için bir araç, Daniel gibi insanlar ise fazlalıktan başka bir şey olmayan bir şey; fakat buna rağmen kalabalık bazen insanların kendini güvendiği hissetiği tek yerdir. Onca insan içinde kimsenin ona bulaşmayacağını düşünürler veya öldürülmeyeceğini; o yüzden kalabalık birden fazla anlam taşır tek bir anlama sahip gözükse dahi. Etrafına ufak bir göz gezdirince ilk fark ettiği şey saatin ilerlediğini, ikinci ise insan sayısının artması saat ilerledikçe kalabalık artmış ve sıkıntıdan patlamak üzerine olan ruhu, tam anlamıyla sıkılmıştı. Ayrıca artan kalabalıktan sonra adamı tamami ile kaybettiği duygusuna kapılarak, yavaş yavaş kalabağın içerisinde yürümeye başlamıştı. Her bir adımında etrafına göz gezdirmeden edemiyordu ve göz gezdirdikçe tuhaf şeylerlerle karşılaşabiliyordu; gerçi  adelet ve eşitlik kelimesine ters gelecek bir olay olmadığı sürece  hiç bir şeyi umursamıyordu ama az önceki zengin adam gibi yerel halktan farklı bir tarza sahip insanlar ortaya çıkınca istemsizce bu olay dikkatini çekmişti; fakat umursamamış ve sadece gözlemlemek ile yetinmişti. Adamların üzerinde tabanca ve kılıç tarzı şeyler görmesine rağmen umursamamıştı. Vakti geldiğinde bu adamlarla yüzleşeceğine adı gibi emindi, içinde bir yerlerde bunu rahatlıkla hissedebiliyordu.

Kalabağın içinde, sakinliğini koruyarak ve dikkat çekmemek için ufak bir caba sarfederek yürüyordu, nefes alış verişini dahi dikkatli bir şekilde alırken, anlamsızca bakan gözleri ise etrafını süzüyordu. Sessiz bir hava takınıp yürümeyi tercih edip, yavaş ve asilce adamın gösterdiği yöne doğru ilerken, aklını ise tamamen boşaltmıştı. Az önce olan olayları ve bugün içerisinde olan her bir olayı detayına kadar aklından çıkartmıştı. Zihni hiç olmadığı kadar boştu. Kılıcın ara sıra bacaklarına çarpıp çıkardığı ses haricinde kulağına hiç bir şey gelmiyordu. İnsanların sesi, etrafta olan hayvanlar veya doğanın sesi hiç bir şeyi duyma gereksimi duymadan tamami ile zihni boş bir şekilde yürüyordu. Bunu neden yaptığını bilmiyordu, ailesini kaybettikten sonra artık bu onun için refleks olmuştu. Yürüdüğünde, bir kavga sırasında veya bir iş üzerinde iken zihnini tamami ile boşaltıp yaptığı şeye odaklanıyordu. Bu belki de kaderin ilk defa yıllar önce ona ufak bir göz kırpması sonrası olmuştur.  Belki de bu ona ele avuca sıymayan bir hediyedir. Dünyaya gerçek adeleti getirmek için bir hediye.

Bir süre attığı ufak adımlar sonrası çamurlu ve kasvetli bir yola gelmişti. Limanın yapı taşı ile karşılaştırına buranın bir bataklık olduğunu söylemek pekte yalnış olmazdı. Çamur ve engebeli bir yolda yürümenin zorluğunu çekerken, bir an aklına zengin adamın söylediği kelime gelmişti. Belki de buradaki insanları küçük görmesinin sebebi buydu ve o yüzden ağzından öyle kelimeler çıkmıştı; fakat buna rağmen yaptığı şey Daniel'ın amaçlarına tersti ve ölmeyi hak ediyordu ama kader o an onun ölmemesini istemişti. Belki bir dahaki sefere tekrardan karşılaşacaklardı ve o zaman ikisinden biri bu hayata feda edecekti. Ama kimin edeceğini kestirmek zor. Yavaş ve ağır bir şekilde gelsede, aç olan karnı dinlenme gereksimi duymadan guruldamaya devam etsede sonunda muradına ermişti ve bara varmıştı.

Bara varmasına rağmen ufak bir mutluluk veya başka bir duygu değişikliği göstermeden sıradanlığını koruyarak bar kapısının önüne gelmişti. İlk sağ ayağı ile bir adım, sonrasında sol ayağı ile bir adım atarak barın kapısına yaklaşmış ve elini barın kapısına götürerek öne doğru itmiş ve itmesi ile birlikte açılan kapıdan içeri girmişti. İçeriye hafiften bir göz attıktan sonra sessizliğini koruyarak dümdüz yürümeye devam etmiş ve gözüne ilk kestirdiği insanlardan uzak ve sessiz olan bir köşeye doğru yürümeye başlamıştı. Yerine oturunca ise siparişini vermek için barmenin gelmesini beklemişti, barmenin gelmesi ile birlikte;

"Bir rom ve büyük bir tabakta iyice kızartılmış bir domuz eti."

Sözlerinden ne kabalık, nede sabırsızlık duygusu vardı. Sakin bir dilde ve sakin bir yüz ifadesi ile siparişini vermişti. Ve aynı şekilde etrafındaki insanları umursamadan ve onların çıkardıkları seside umursamadan, yolda ilerlediği gibi zihni boşaltmış ve sakince barmene verdiği siparişlerin gelmesini beklemişti. Arada sırada sağına ve solunada göz atmadan edememişti.  Hem yemek yediği bu yerin şeklini, hemde burada yemek yiyen insanların şeklini merak ediyordu. Ayrıca o adamın "hemcinslerin" derken bahsettiği bu insanları yakında tanımayacak olsada en azından yüzlerini görmek istiyordu. Şüphe duymadan az önce insan öldürecekti ve bunu bu barda oturan insanlar uğruna yapacaktı. O yüzden bu insanların yüzlerini ve kişiliklerini merak etmesi pek tuhaf değildi. 
Revongler Daniel
Revongler Daniel
Devrimci
Devrimci

Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 24/11/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

İsim Bulamadım '' Revongler Daniel '' Empty Geri: İsim Bulamadım '' Revongler Daniel ''

Mesaj tarafından East Blue Anlatıcı Ptsi Ocak 06, 2014 8:51 am

Kader nedir? Bununla ilgili bir çok şey vardır. Bazıları alın yazıları olduğunu ve değiştirilemeyeceğini yani her şeyin önceden planlı olduğunu , bazıları kaderin çeşitlendiğini ve değiştirilebilir olanın olduğu gibi değiştirilemeyecek olanında var olduğunu düşünür. Bazılarıda buna hiç inanmaz. Lakin bazen öyle durumlar olurki bunu ne şansla, nede tesadüfle açıklayamazsınız. Sanki evrenin kendisi o gün , o saatte , o yerde olmanızı ister.

Genç adam bara girdiğinde onu ilk karşılayan şey küf ve içki kokusuydu. Küf kokusu bir yana dursun içki kokusu hepsinden beterdi. Hoş bir içki kokusu değildi. Daha çok bir ayyaşın sarhoş olduktan sonra üzerinden gelen koku gibi bir kokuydu. Tek farkı bu koku tüm bara sinmişti ve kaçacak bir yer yoktu.

Büyük sayılabilecek bir bardı. 15 tane tahta masa ve ortalama herbirinde 5 sandalye vardı. Barın sol köşesinde bir piyano , sağ köşesinde bir müzik kutusu vardı. Barmen kapının karşısında en kuzeydeydi. Barmen masası 7-8 metre uzunluğundaydı ve karşısında birer metre arayla sıralanmış 8 sandalye vardı. Barmenin bulunduğu bölümün arkasında ise çeşitli içkiler ve yiyicekler mevcuttu. Barmenin bulunduğu yer biraz mutfağı andırıyordu. Barmenin sol çaprazında ise 5-6 kişilik yerden yarım metre yukarda duran bir bölüm vardı. Bölümün üzerindeki süs ve yazılardan anlaşıldığı kadarıyla gösteri yapanların çıktığı bir yerdi. Bardaki insanlara gelince 8 kadar masa doluydu. Her masada birbirinden farklı insanlar vardı. Bir birine yakın bir iki masada dışarıda gördüğü silahlı adamlara benziyen insanlar varken bir iki masada korsan oldukları kurukafa dövmelerinden anlaşılan insanlar vardı. Barmenin masasının önünde ise bir birinden uzak 3 kişi vardı. Bunlar dışında barda garsonluk yapan bir kişiyle yemekleri hazırlıyan 1 kişi daha vardı.

Revongler içeri girdiğinde bir an için bütün gözler ona çevrilmişti. Herkes bir süre ona bakmış ve sonra yaptıkları şeylere devam etmişlerdi. Kimisi konuşup içiyor kimisi ise kart oynuyordu.
East Blue Anlatıcı
East Blue Anlatıcı
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 8
Kayıt tarihi : 19/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

The author of this message was banned from the forum - See the message

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz