One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.



Join the forum, it's quick and easy

One Piece Türkiye
Merhaba arkadaşlar.

Biliyorsunuz, burası yönetim ekibimizde ki birkaç sorundan ve sistematik hatalardan dolayı etkinliğini yitirdi. Kaldığı yerden devam ettirmek mümkün değil şuanda.

Bizde, yönetim ekibimizden kalan arkadaşlarla tekrardan; daha sistematik, daha görsel, daha gelişmiş, daha basit ve çok daha eğlenceli bir RPG için kollarımızı sıvadık. Yakın zamanda da gösterime girmeyi umud ediyoruz.

Çalışmalarımızı yoğun tempo ile devam ettiriyoruz. Aramıza katılmak, bizlere destek vermek isterseniz, Onebahriye adlı Skype adresinden bizlere rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

One Piece Türkiye
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

2 posters

Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Perş. Ocak 09, 2014 12:13 pm

"Yeryüzüne barış getirmek için geldiğimi sanmayın; barış değil, kılıç getirmeye geldim."

Sen, Kutsal Topraklardan olabildiğince çabuk uzaklaşmak için uğraşıyorken esmekte olan güçlü rüzgâr, kayağın üzerindeki dengeni kaybetmen için sanki özel olarak uğraşıyor! Bir yandan da biraz gecikmeli olarak da olsa, sütlü yol ile peşinden gelen muhafızlarla uğraşmak zorundasın. Bunun üzerinde yarattığı baskıyı düşünmek bile istemiyorum. Durmak bir seçenek değil fakat bu şekilde sonsuza kadar da kaçamazsın Kyouma!

Belki aklına evine gitmek geliyor olabilir ama söylesene bunu yapabileceğine gerçekten de inanıyor musun? Unutma ki, sen artık bir günahkârsın. Tanrıya isyan etmiş, Kutsal Toprakları kirletmeye cüret etmiş birisisin. Yine de, adanın etrafında daireler çizerek bir yere varamazsın. Bir gemi olmadan gidebileceğin mesafede bildiğin, Melek Kumsalı dışında hiçbir yer yok. Oraya gidersen ise seni ne beklediğini anlaman çok zor olmasa gerek ha?

Arkanda seni takip eden muhafızlar ile savaşabilecek güce sahip olduğuna inanıyor musun? Ben olsam bunu denemeyi düşünmezdim bile, şu halinle imkânsız olduğunu sende benim kadar iyi biliyorsun değil mi? Melek Kumsalında şansını mı deneyeceksin yoksa artık süremeyecek kadar yorulana kadar kayağınla muhafızlardan kaçmayı mı deneyeceksin? Yorgunluktan bitap düştüğün zaman ne olacağını sanıyorsun? O durumdayken, başına gelecek en iyi şey muhafızların seni yakalaması olur herhalde! Seçim senin, kendin için ve arkadaşların için, verdiğin sözü tutabilmek için, en doğru seçimleri yapacağına güveniyorum. Kaderinde ne yazdığını öğrenmeye hazır mısın? Dilerim o kaderi görebilecek kadar uzun bir yaşam sürersin.
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Perş. Ocak 09, 2014 4:02 pm

" Sizin için tekrar döneceğim arkadaşlar "

Lanet olsun, onları böyle terk etmek istemezdim fakat burada ölücek olursak hiçbir şey de düzelmeyecek. Halkın bu kadar çekimser olmasına şaşmamalı muhafızlarla bile baş edemezken tanrıyla nasıl mücadele edeceğiz ? Lanet olsun, çok aptalca davrandık. Eğer daha fazla kişiyle gelseydik belki başarabilirdik. Umarım çok geç kalmadan dostlarımı kurtarabilirm. Ama önce bu cehennemden kurtulmam lazım. Süt yola ulaşıp kayakla hızlıca buradan uzaklaşabilirim sanırım.

Peşimden gelen bir grup muhafız hala takipteler. Bu araziye ilk defa giriyorum, zemin Skypiea'ya göre sert bir maddeyle kaplı. Ayrıca devasa ağaçlar ve bitkiler rahat hareket etmemi engelliyor, buna rağmen muhafızlar buranın koşullarına alışkın oldukları için aramızdaki mesafeyi kapatıyorlar. Neyse ki sonunda süt yola ulaşmayı başardım, ama bir grup hala peşimde, onları atlatamadım. Fakat yanımdaki kayağımla daha hızlı ilerleyebilirm.

Olamaz ! Süt yola girdiler. Kadran kullanıyor olmalılar. Bunu düşünecek fırsatım yoktu, kahretsin şimdi ne yapacağım... Lanet lanet lanet, onlarla dövüşebilecek kadar gücüm yok. Ne yapmalıyım ? Şiddetini arttıran rüzgar nedeniyle kaykaydaki hızımı ve hakimiyetimi zaman zaman kaybediyorum. Bu durumda beni yakalamaları an meselesi. Belki bir kaçını ancak halledebilirim ama sonuçta hepsine gücüm yetmez. Sanırım ilerlemeye devam edip yakınlardaki melek kumsalına çıkmalıyım. Oralara biraz aşinayım, belki izimi kaybettirebilirim. Hem oralarda muhafız olmamalı, saldırı henüz duyulmamıştır.
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Cuma Ocak 10, 2014 12:02 pm

"O zaman, O, Şeytan tarafından sınanmak üzere götürüldü."

Ada içerisinde ilerledikçe sessizliği fark ediyorsun, hiç kimse konuşmuyor, hiçbir ses çıkmıyor. Sadece konuşmalar değil, hareketler de durmuş. Duyulan tek şey yürürken çıkan ayak seslerinle insanların nefes alışverişleri… İşin ilginci, artık muhafızlar da seni takip etmiyorlar. Belki izini kaybettirmeyi başardın, belki de başka bir şey, kim bilir?

Bir anda bir çığlık duyuyorsun ve arkanı döndüğünde bir insanın üzerine doğru elinde tahta bir sopayla birlikte koşturduğunu görüyorsun. Tahta sopayı sana vurmak için savurmasıyla birlikte, etraftaki diğer insanlarda sana doğru koşturuyorlar. Eğer biraz dikkat edersen, belli belirsiz bağırışların arasında “Şeytan” “Günahkâr” gibi sözlerin de telaffuz edildiğini duyabilirsin. Bir kadın yüzünde iğrenmiş bir ifadeyle sana bir tekme savurmak için hareket ederken aynı anda “Adamızdan defol! Lucifer’ın uşağı!” diye bağırıyor.
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Cuma Ocak 10, 2014 4:15 pm

Seçtiğim yolda hızla ilerliyordum, melek kumsalına ulaşmam fazla uzun sürmeyecek. Ancak orada kaykayımı kullanamayacağım. Neyse ki çok yabancı olduğum bir yer değil. Saklanarak peşimdekiler atlatabileceğimi düşünüyorum. Umarım haberler yayılmamıştır. Orada da muhafız varsa daha fazla dayanabileceğimi düşünmüyorum. Kahretsin, niye böyle oldu...

Sahile yaklaştıkça rüzgar şiddetini azalttı. Sanırım kutsal mekanda farklı bir iklim var. Orası cidden alışılmışın dışında bir yerdi. Uzaktan bir duvar gibi duran cisimler meğer birer ağaçmış. Zemin ise koyu renkli ve sert bir maddeyle kaplı. Durumlar farklı olsaydı orası yaşanılabilir bir mekan olabilirdi. Ancak tanrı tüm güzellikleri kendine saklamış anlaşılan. Daha adım atmamızla etrafımız sarıldı. Lanet olsun, arkadaşlarıma kötü birşey yapmasalar bari. Bunu düşünmek bile beni kızdırıyor. Bu işe kalkışmasaydık, ama bu zulme ne kadar katlanabilirdik ki ! Halkın da bu durum karşısında sessiz kalması beni çileden çıkardı. Niye herşeyi olduğu gibi kabul ediyorlar ? Eminim bir yerlerde bu durumdan rahatsız olanlar da vardır. Onlarla iletişime geçmem gerekiyor.

Melek kumsalına yaklaşırken herşey olağan gözüküyor. Yakınlarda muhafız göremiyorum. Ağaçlık alandan gizlenerek kasabaya sızmalıyım. Bu sefer saha avantajı bende, peşimdekiler de buraya yabancı olmalı, eh en azından benden fazla bilgili değillerdir.

Ağaçlık alanda saklanarak kasabaya doğru ilerliyorum. Bir zaman sonra görüş alanımdan çıktılar. Yine de gevşememeliyim. Emin olana dek uzaklaşmalıyım. Kasabada daha kolay saklanabiliirm.

Ağaçlık alandan ayrılıp kasabaya girdiğimde ilk anda herşey sıradan gibi geldi, fakat kalabalık arasından duyduğum bir çığlık dikkatimi oraya çekmeye yetti. Muhafızları atlatmış gibi duruyorum fakat bu sefer de halk anlam veremediğim bir biçimde bana doğru geliyor, elinde sopalar da var. Yoksa ?

(Bu kadar çabuk mu duyuldu olay ? Artık herşey bitti mi yani ? Başından beri kaçmamın bir faydası yok muydu ? Bir hiç uğruna mı arkadaşlarımı terk ettim ? Kahretsin, böylece ölüp gidecek miyim ? Ve o tanrı, halka zulmetmeye devam edecek... REDDEDİYORUM !)

" Durun, Beni dinleyin ! Size yapılan bu adaletsiz davranışları öylece kabul mü edeceksiniz ? Yüksek vergilerin karşılığında bize ne veriyor ? Bu güne kadar sadece bizi sömürmekten başka ne yaptı ha ?  Boğazımızdan geçecek ekmeği düşünmek zorunda mıyız ? Özgürlüğü istemek suç mu ? Eğer suçlu olduğumu düşünüyorsanız canımı alın, ancak şunu da unutmayın herşey bununla sınırlı kalmayacak. Çağrıma kulak verin, çocuklarınıza başları dik ve özgürce yaşayabilecekleri bir gelecek bırakın...
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet C.tesi Ocak 11, 2014 9:41 am

"Onu tanırsın; seni kandırmak, nereye gidip geldiğini, neler yaptığını öğrenmek için gelmiştir.”

İnsanlar söylediklerini dinliyor ve bir an için gerçekten bunu düşünüyorlar veya sadece öyle gözüküyorlar. Ardından tekrar yuhalamalar eşliğinde hakaretler savurarak bağırmaya başlıyorlar. Tam tekrar üzerine saldıracakmış gibi ileri hareket ettikleri sırada bir anda duruyorlar. Ne olduğunu anlamak için etrafına bakınmaya fırsatın olmadan ayaklarının etrafında dolanan yılanı fark ediyorsun. Zaten fark edilmeyecek gibi değil! Devasa yılanın derisi ada halkıyla uyumlu bir şekilde tamamen beyaz. Elbette hayatında hiç yılan görmemiş olan sen, bunun normal bir durum olup olmadığını anlayamazsın ama böyle devasa bir yaratığın zararsız olması da çok olağan değil sanki?

Bence, onu linç etmek çok da iyi bir fikir değil. Hem bakın, Gina da onu sevmişe benziyor.” Bu sözleri takip eden kısık sesli bir kıkırdama duyuyorsun.  Arkanı döndüğünde karşında tüm bedenini sımsıkı saran beyaz üzeri sarı işlemeli bir kıyafetle, yine beyaz-sarı renklerinde pelerin giymiş tahminen yirmi beş yaşında bir kadınla karşılaşıyorsun. Uzun, beyaz saçları Skypiea'da bir hayli popüler olan şekilde kafasının tepesinden iki top halinde bağlanmış olan kadının sırtında büyükçe tahta bir kutu var. Ancak senin bunlara çok fazla dikkat etme fırsatın olmuyor çünkü yılan ayaklarının etrafında sürünmekten sıkılmış olacak ki bacağına dolanmaya başlıyor.

Halk biraz daha sakinleşmiş, yılanın farkında bile değillermiş gibi birbirleriyle kısık sesle konuşuyorlar. Beyaz saçlı kadın bir kez daha yumuşak ama ikna edici bir tonla konuşmaya başlıyor. “Ona ne olacağını Kami’nin belirlemesine izin vermeliyiz değil mi? Eminim o da hatasını fark etmiştir ve değerli Kami’mizden özür dilemeye hazırdır. Haksız mıyım genç adam?

Kadın:


En son Monet tarafından C.tesi Ocak 11, 2014 2:25 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma C.tesi Ocak 11, 2014 10:44 am

Yaptığım konuşma işe yaradı, halk geri çekiliyor !

Çok geçmeden etrafında dolanan beyaz renkli bir yaratık olduğunu farkediyorum. Ama neden sadece benim etrafımda ? Vahşi bir hayvan olsaydı ilk saldıracağı ben olmazdım. Yine de zararsız gibi de durmuyor. Hareket etmeye kalksam saldırabileceğini düşünüyorum. Herkes durdu, muhtemelen onların işi. Beni yakalamak için bunu kullanıyor olabilirler.

Durum değerlendirmesi yaparken, birinin konuşması dikkatimi çekiyor. Arkamı döndüğümde ise karşımda duran bayan, bu yaratığın beni hedef alması durumunu açıklığa kavuşturuyordu. Genç kadın, bana doğru bakıyor ve benimle konuşmak istiyormuş gibi duruyordu. Bana doğru yaklaşıp;

“Ona ne olacağını Kami’nin belirlemesine izin vermeliyiz değil mi? Eminim o da hatasını fark etmiştir ve değerli Kami’mizden özür dilemeye hazırdır. Haksız mıyım genç adam?”

Etrafımdaki yaratık bacaklarıma dolanmaya başladı, kaçmamı engellemek istiyor anlaşılan ve bu konuda da başarılı olduğunu söylemeliyim. Belki şu yaratıktan kurtulurum ama etrafımdaki kalabalık kaçmamı engelleyecektir. Sanırım onunla konuşmalıyım. Belki de korkmamı gerektirecek bir durum yoktur. Öldürmek isteseydi bunu yapmak için fırsatı vardı. Sanırım beni tanrıya götürecek, yalnızken kaçmam daha kolay olur.

" Ne söylememi bekliyorsun ? Kuyruğumu kıstırıp af dilememi mi ? Yanlıyorsun genç bayan ! Yaptığımın arkasındayım. Şahısların bir önemi yok, ben ya da bir başkası, bunu er ya da geç yapacaktı zaten. "
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet C.tesi Ocak 11, 2014 11:57 am

"Ceset neredeyse, akbabalar orada olacaktır."
Kadının yüzünde hüzünlü bir ifade beliriyor. Aynı anda halkın yüzlerinde dehşet ifadeleri oluşuyor ve iç çekiş sesleri yükseliyor. Bir çocuk elindeki oyuncak hayvanı üzerine doğru fırlatıyor ve tam kafandan vurmayı başarıyor. Anlayacağın, sözlerin halk üzerinde hiç de olumlu bir etki yaratmadı.  Bir şaklama duyuyorsun ve başını sesin kaynağına çevirip baktığında kadının ellerini çırpmış olduğunu fark ediyorsun. Onun bu hareketiyle birlikte dev yılan hareketlerini biraz daha hızlandırıp vücudunu sarmaya başlıyor. Kurtulmak için çabalasan da işe yaramaz. Böylesi büyük bir piton yılanının sahip olduğu kas kuvveti, senin gibi sıradan bir insan ile kıyaslanamaz bile.

Görüyorsunuz ya, bu zavallı genç adam Yüce Kami’nin bizlere ve onun gibi bir günahkâra bile göstermekten çekinmediği merhametini reddediyor! Onun gözleri körelmiş, kulakları duymuyor! Onun gibiler kurtarılamaz, yapılabilecek tek şey zehrini yaymasını önlemek…”  Kadın kesinlikle konuşmayı ve insanları etkilemeyi biliyor. Onun sözleri üzerine insanların sana karşı olan dehşet ve tiksinme ifadeleri acımaya dönüşüyor ve dua etmeye başlıyorlar. “Oh, Kami-sama! Bu zavallı gence doğru yolu göster! Onu günahlarından arındır! Zehri bedeninden kov ki gözleri bir kez daha görebilsin, kulakları bir kez daha duyabilsin ve yaptığı hataları fark edebilsin.” Bedeninin büyük kısmı sarıldığı için ayakta duramıyor ve yere düşüyorsun ama yılan yine de durmuyor ve vücudunda bir santim dahi açık kalmayana kadar devam ediyor. Eğer isterse seni şu anda öldürebileceğini biliyorsun. Vücudundaki tüm kemikleri kırması en fazla iki saniyesini alır ama bunu yapmıyor. “Onu Beyaz Berelilere götürelim. Ne yapılması gerektiğini en iyi onlar bilir.

Birisinin seni kaldırdığını fark ediyorsun ama gözlerin kapalı olduğundan kim olduğunu göremiyorsun. Yılan herhangi bir zarar verme girişiminde bulunmuyor olsa da, böylesi sert bir şey tarafından tamamen sarmalanmışken hiçbir hasar almaman elbette ki imkânsız. Kolların ve bacaklarında oluşan morluklar muhtemelen uzun süre sana sıkıntı yaratacak fakat hiçbir kemiğinin kırılmadığına şükretmen gerek.

Yere indiriliyorsun ve yılan yavaşça seni serbest bırakıyor. Ne var ki kolların tam çözüldüğü anda takılan kelepçeler ile tekrar hareketsiz kılınıyor. “Bu, güzele benziyor. Alabilir miyim?” soruyu soran önceki kadın ve bahsettiği şey ise kayağın. Beyaz Bereliler bir kez bakıştıktan sonra onu onaylıyorlar. Yılan seni tamamen serbest bıraktığında Beyaz Bereliler iki yanına geçip kollarından tutup seni ayağa kaldırıyorlar ve sütlü yol üzerindeki minik bir gemiye bindiriyorlar. Kaçmak istiyorsan, bu son şansın olabilir…
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma C.tesi Ocak 11, 2014 1:14 pm

Lanet olsun, şu yaratık çok güçlü, beni bütünüyle sararsa kaçamam.

Kadın halkı da provake etmeyi başardı, bu sayede halkın tanrıya olan güveni de artmış oldu. Tsch... Beni bu kadar erken bulacaklarını düşünmemiştim. Oradaki muhafızlar da yerel güvenlik güçlerine kıyasla epey güçlüydü. Böyle olacağı kimin aklına gelirdi ! Eğer daha kalabalık olsaydık, yeterli gücümüz olsaydı eğer...

Kaçmak için debelenirken o yaratık beni bütünüyle sarmaya başladı, demek herşey buraya kadar, sanırım arkadaşlarıma verdiğim sözü yerine getirmem fazla uzun sürmeyecek ha... ( yüzünde hafif bir gülümseme )

Yaratık tüm bedenimi sardıktan sonra biri beni kaldırıp götürüyordu. Konuşmaları boğuk olsada duyuyordum.
“Onu Beyaz Berelilere götürelim. Ne yapılması gerektiğini en iyi onlar bilir.”
Ne ? Beyaz berelilere mi götürecekler ? Peki ama neden doğrudan tanrıya götürmüyorlar ? Yoksa infazımı orada mı gerçekleştirecekler ? Acaba arkadaşlarım orada mı ? Onları da bu işe bulaştırdım. En azından onların hayatı için belki anlaşma yapmalıyım. Yine de bunu öylece kabul edeceklerini de sanmıyorum.

Biraz zaman sonra durdular, beni taşıyan adam yere indirdikten sonra yaratık çözülerek beni serbest bıraktı, lakin bir anda gün ışığına maruz kalınca gözlerim kamaştı, bu fırsatı kaçmak için değerlendirmeyi düşünüyordum ki hemen kelepçeleniverdim. Yanımda, meydanda beni yakalayan kadın ve iki adam vardı. Sütlü yolun kenarındaydık, ufak bir gemi bekliyordu. Tam sütlü yolda kaykayımla kaçma planı kurarken, kadın, kaykayımı elimden aldı. Lanet kadın, kaderime öylece razı gelmeyeceğimi bildiği için her yolu kapatıyor. Bu durumda kaçamayacağım...

Beni bindirdikleri gemi ufak, fazla kişi olmayacak. Kelepçeler biraz sorun yaratsa da belki bir fırsat bulup gemiden kaçabilirim. Şu yaratık gelmeyecek ki beni çözüp öyle bindirdiler. Yoksa yaratıkla birlikte bindirirlerdi ve istedikleri yere götürürlerdi. Yaratık yokken kaçmam daha kolay olur ama kaykayım yanımda olsaydı... Şimdilik istedikleri gibi davranacağım...






Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Paz Ocak 12, 2014 6:53 am

"Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi."

Vah vah vah… Bu kadar kolay mı razı geliyorsun kaderine? Yoo hayır, bu senin kaderin miydi ki? Bu sadece Kami’nin senin için seçtiği yoldu. Herkes kendi kaderini kontrol edebilir. Şimdi söylesene ne yapacaksın bu durumda? Yüksek Bahçe’ye ulaştıktan sonra nereye gitmeyi, ne yapmayı planlıyorsun ki o anda kaçmaya çalışmadın? Belki sana son bir fırsat sunmalı? Belki de sunmamalı, sonuçta sahip olduğunun değerini bilemedin!

Beyaz Bereliler yolculuğun başından itibaren hiç konuşmuyorlar. Sadece ara sıra birbirleriyle anlık bakışlar paylaşarak iletişim kuruyorlarmış gibi gözüküyor. Yol çok uzun olmasa da bulunduğunuz gemi biraz yavaş olduğundan dolayı uzun sürebilir. Gemide senin dışında üç kişi daha var; birisi tam karşında, birisi hemen yanında oturuyor ve birisi de geminin sabit gitmesini sağlamak üzere dümenin başında duruyor. Yüksek Bahçe’de bulunan devasa ağaçların gölgesi üstünüze düşüyor. Karşında oturan adam en sonunda sessizliğe dayanamadığından veya merakına yenildiğinden olacak konuşuyor. “Söylesene, neden böyle bir şey yaptın? Kami-sama sadece bizden hakkı olanı alıyor. Neden ona karşı saldırıya geçmeye karar verdin?” yüzündeki ifadeden, gerçekten de kafasının karışmış olduğu anlaşılıyor. Yaptığın şey ona gerçekten de çok anlamsız geliyor olmalı…
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Paz Ocak 12, 2014 8:43 am


Beyaz bereliler, iki yanımdan tutup beni gemiye bindiriyorlar. Gemide bulunan üçüncü beyaz bereli dümenin başında harekete hazır şekilde bekliyordu. Ellerim arkadan kelepçeli ve kaykayım da o kadında kaldı. Şu berelilerin fiziki yapılarına bakılırsa muhafızlardan farklılar. Ama vücudumdaki morluklar ve sabahki dövüşün verdiği yorgunluk nedeniyle dövüşmekten kaçınmalıyım, yoksa beni alt etmeleri pek de zor olmaz.

Beni yakalayıp gemiye bindirdiklerinden beri, sessizlik hiç bozulmadı. Ben de bu fırsatta kaçmak için bir yol, bir fırsat kolluyordum. Yolculuğun ne kadar süreceğini bilmediğimden elimi çabuk tutsam iyi olacak sanırım. Bir asker karşımda biri de yanımda oturuyor. Pür dikkat beni izliyor olmalılar. En ufak hareketimde çok kolay enselenirim.  Dikkat dağıtıcı bir şey lazım.. Hımm, acaba ne yapsam ? Tuvalet bahanesi mi uydursam.. Aah bu çok klişe.
Bir plan düşünürken karşımda oturan asker;

“Söylesene, neden böyle bir şey yaptın? Kami-sama sadece bizden hakkı olanı alıyor. Neden ona karşı saldırıya geçmeye karar verdin?”


İşte fırsat ! Bu olay kafasını karıştırmış gibi görünüyor. Sanırım biraz konuşursam dikkati dağılabilir ve bu fırsatı kaçmak için kullanabilirim.

“ Hakkı olanı mı alıyor ? Bu söylediğine kendin de inanıyor musun ? Kıt kanaat geçimini sağlayan onca esnaf, vergiler yüzünden dükkanlarını kapatmak zorunda kaldı. Ben ve üç arkadaşım bu yüzden işsiz ve evsiz kaldık. Ve bu vergilerin karşılığı olarak bizlere ne sağladı Kami-sama'nız ? Bu durumdan memnun musunuz yani ? Ayrıca yüksek bahçede pek çok doğal kaynak ve hammadde var. Burayı halka yasak ederek neyi amaçlıyor ? Pek çok insan buranın imkanlarında faydalarak daha iyi bir hayat sürebilir. Ve.. Belki de insanlar çocuklarını terk etmek zorunda kalmazlardı. ”

Konuşmamın sonunda askerlerin birazcık etkilendiğini ve bunun sonucunda da dikkatlerinin dağıldığını düşünüyorum. Bu fırsattan istifade, sol baş parmağımı yerinden çıkartarak kelepçelerden kurtulup, atlayarak kaçmayı düşünüyorum. Henüz yüksek bahçeye girmemişken bu fırsatı değerlendirmeliyim.
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Paz Ocak 12, 2014 10:34 am

“Size doğrusunu söyleyeyim, göğün açıldığını, Tanrı meleklerinin İnsanoğlu üzerinde yükselip indiklerini göreceksiniz”
Konuştuğun adamın yüzünde ne olduğu tam olarak anlaşılmayan bir ifade beliriyor. Belki üzüntü, belki acıma veya belki başka bir şey… Belki hepsini birden hissediyordur. Bu yüzden anlık bir dalgınlık yaşıyor ve kelepçelerinden kurtulduğunu fark edemiyor fakat yanındaki adam o kadar da dikkatsiz değil. Sütlü yola ayakların değdiği anda bir el kolunu omzuna yakın bir yerden kavrıyor ve daha sonra ona katılan arkadaşının da yardımıyla Beyaz Bereliler seni gemiye geri bindiriyorlar. Ellerini belki artık işe yaramayacağını düşündüklerinden belki de neredeyse varmış olduğunuzdan dolayı tekrar kelepçelemiyorlar. Bunun yerine adamlardan birisi sıkıca iki bileğinden kavrıyor ve o şekilde duruyor.

Durduğunuz yere şöyle bir bakman, daha önce görmesen bile nerede olduğunu anlamana yetmeli. Son zamanlarda çok boş kalmış olsa da ne olduğunu halkın bile bildiği kurban sunağı tam karşında duruyor. Korkuyor musun? Bence korkmalısın. Buradan kaçmak herkesin başarabileceği şey değil nihayetinde! Sunağa çıkartıldığında büyük taş duvara metal zincirlerle bağlanıyorsun.

Üç saate yakın süre orada öylece duruyorsun. Yanındaki adamlar da yoldaki konuşmadan sonra bir daha hiç ağızlarını açmadılar. Belki de sen açlıktan ölene veya af dileyene kadar öylece orada bekletmeyi planlıyorlardır? Bir süre sonra gökyüzünden adeta süzülerek inen bir insan orada boş yere durmadığının kanıtı olsa gerek. Adamın kanatları normal gökyüzü halkından farklı olarak çok büyükler ve az önce gördüğün üzere uçmaya da yarıyorlar. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle gözleri çok uzağa bakıyormuş gibi gözüküyor. Belki sadece bir göz yanılsama olabilir belki de gerçek ama adam hafiften parlıyormuş gibi gözüküyor. Özellikle kanatları! Ağaçların örttüğü yüksek bahçe içerisinde, kelimenin tam anlamıyla ışık saçıyor. Yanındaki adamlar alınları yere değene kadar eğiliyorlar ve o şekilde duruyorlar. Sadece adam onlara kalkmalarını söylediğinde ayağa kalkıyorlar ama yine de başları eğik şekilde durmaya devam ediyorlar. Adam bakışlarını sana çevirdiğinde yüzündeki ifade birden hüzünlü bir hal alıyor ve hafif bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor. Konuşurken sesi sanki tek bir noktadan değil, her yerden aynı anda geliyor. “Benim zavallı küçüğüm. Günahkârların yalanlarıyla kandırılmış, zehirlenmişsin. Benim adım Solomon. Sana acı ve ölüm değil, kurtuluş bahşetmeye geldim. Af dile ve sadakat yemini et, o zaman bağışlanacak ve benim meleklerimin arasındaki eski hayatına geri dönebileceksin.

Solomon:


En son Monet tarafından Paz Ocak 12, 2014 2:38 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Paz Ocak 12, 2014 12:39 pm

Karşımdaki adamın dalgınlığından faydalanarak hızlıca bir hamle yapıp hemen sütlü yola atlıyorum. Başardığımı düşünürken birden omzumdan beni yakalıyorlar. Bu hiç iyi olmadı. Kelepçelerden kurtulmak için yerinden çıkarttığım parmağımı düzeltememişken beni bileğimden yakalayarak yerime oturttular. Bu sefer sondu. Az ileride yolun bittiğini ve genişçe bir alana açıldığını farkediyorum. Alanın ortasında da yüksekçe bir yapı var. Bunun rivayetlerdeki Kurban Sunağı olduğunu düşünüyorum. Sanırım her şey buraya kadar...

Beni sunağa çıkarıp oraya zincirlerle bağlıyorlar. Bana ne olacağını bilmiyorum ve şu ana dek pek çok kez hissettiğim o duyguyu tekrar yaşıyorum, ÖLÜM duygusunu. Etrafta başka ceset yoktu, arkadaşlarım burada infaz edilmiş olamaz. Bu durumda hala hayatta olduklarını var sayabilirim. En azından onlar hayatta kalsınlar, onları da bu işe sürükledim. Kahretsin...

Beni buraya bağladıklarından beri uzun zaman geçti ve beyaz bereliler yanımda beklediler. Hiçbiri tek laf etmedi. Açlıktan ölene dek böyle bekleyecekler mi ? Hayır, eğer böyle olsaydı bırakıp giderlerdi. Birini mi bekliyorlar acaba ? Kafamda türlü ölüm senaryoları kurarken yükseklerden parlayan bir ışık dikkatimi çekiyor. Yavaş yavaş gök yüzünden süzülen bu ışık, bana doğru yaklaşıyordu. Silueti bir insanı andırıyordu, fakat bu kanatlar ? Normal insanlarınkine göre oldukça büyüktüler. Ve daha önce kimsenin uçabildiğine de şahit olmamıştım. Kimin nesi bi adam ? Yoksa bu, bir melek mi ? Yoksa çoktan öldüm ve bunlar bir rüya mıydı ? Melek bana yaklaşıp konuşmaya başladı;

“Benim zavallı küçüğüm. Günahkârların yalanlarıyla kandırılmış, zehirlenmişsin. Benim adım Solomon. Sana acı ve ölüm değil, kurtuluş bahşetmeye geldim. Af dile ve sadakat yemini et, o zaman bağışlanacak ve benim meleklerimin arasındaki eski hayatına geri dönebileceksin.”

Sözlerine bakılırsa bu tanrı olmalı, Ancak onun böyle biri olmasını beklemiyordum. Birazcık şaşırdım. Ve sanki biraz da rahatladım. Söylediklerine inanmalı mıyım ?

“ Arkadaşlarım nerede ? Onları öldürdün ve benimle eğlenmeye mi geldin ? Bu güne kadar bizi korudun mu ki şimdi gelip af dilememi istiyorsun ? Yaptıklarımdan pişman değilim. Ve sen sadece, beni affedip kudretini halka ispatlayarak itibarını korumak istiyorsun, yanılıyor muyum ? ”
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Ptsi Ocak 13, 2014 9:46 am

"O, harekete geçince zorbaların yaşama umudu kalmaz."

Yüksek Bahçe üzerinde kuvvetli bir rüzgar esiyor, Beyaz Bereliler titremelerini sakmak için uğraşırken kendisine Solomon diyen adam kanatlarını kendisine yaklaştırıp etrafını sararak rüzgarı engelliyor. Senin ise yapabileceğin tek şey rüzgarın biran önce dinmesini ve havanın ısınmasını dilemek.

Solomon’un senin sözlerine cevap vermesine fırsat kalmadan büyük bir gürültü ile birlikte ağaçlardan birisi devriliyor ve Kurban Sunağı’na uzanan bir yol oluşturuyor. Beyaz Bereliler silahlarına sarılmış neyin geldiğini görmeye çalışırken her an saldırıya hazır bir şekilde bekliyorlar. Silah sesleri duyuluyor ve ağaçların arasından bir grup Shandian çıkıyor. Hepsinin de hedeflerindeki kişinin Solomon olduğunu anlamak çok da zor değil. O ise tüm bu silahların hedefinde olduğu halde yerinden kımıldamıyor, yüzünde bile en ufak bir endişe ifadesi gözükmüyor. Silahların saldırılarından gelecekleri yerleri önceden tahmin etmiş gibi kolayca sıyrılıyor. Bu esnada kurşunlardan birisi seni teğet geçiyor ve zincirlerin duvar bağlantı noktasına vurarak hareket özgürlüğünü geri kazanmanı sağlıyor. Bu arada da yavaş yavaş silah sesleri kesilmeye başlasa da Shandianların savaş çığlıkları en baştaki kadar gür bir şekilde yükselmeye devam ediyor.
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Ptsi Ocak 13, 2014 10:27 am


Konuşmamın ardından, hayatta kalacağımın garantisi yok. Arkadaşlarımın durumunu öğrenebilseydim eğer... O an çıkan kuvvetli bir rüzgar sanki felaketin habercisiydi. Yoksa bu, Tanrı'nın Hükmü olabilir mi ? O kadar zahmet edip buraya kadar geldikten sonra, beni bu kadar çabuk mu öldürecekti ? Aah, hayır. Bu duruma askerler de şaşırmış gibi duruyor. Ve O, kendini bu rüzgardan korumak istiyor gibi görünüyor, O'nun isteğiyle gerçekleşmiş bir durum olsa, bunun dışında kalması gerekirdi.

Soğuğun ve rüzgarın bir an önce dinmesini dilerken, büyük bir gürültü duyuluyor. Bomba mı ? Hayır değil, toz bulutunun olduğu yöne bakınca durum anlaşılıyordu. Karadan sunağa doğru uzanan bir yol oluştan bir ağaç devrilmişti. Rüzgar kuvvetliydi, fakat bir ağacı bu kadar kolay devirmesi de pek mümkün olmamalı. Toz dumanı dağılırken ağacın oluşturduğu yol üzerinden bir grup insan silahlarıyla ateş ederek sunağa doğru ilerliyordu. İsyancılar mı ? Yoksa bir iç çatışma mı ? Bunu düşünecek vakit yok, her an bir mermi bana da isabet edebilir.

Şanslıyım ki bir mermi bağlı olduğum zincire isabet ederek beni serbest kılıyor. Ağaç yolu kullanarak kaçmayı düşünmüştüm fakat o silahlı insanların beni de vurabileceği ihtimaliyle bu fikirden vaz geçiyorum. Onun yerine, beyaz berelilerin beni getirdikleri gemiyle kaçabilirim belki, hem rüzgar da o yöne doğru esiyor. Bu kargaşada berelilere farkedilmeden gemiye ulaşabilirim. Ancak O, tam karşımdayken kaçmama öylece izin vereceğini sanmıyorum. Yine bu şansı geri tepemem. Sunaktan aşağıya, gemiye doğru gitmek için hamlemi yapıyorum...
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Salı Ocak 14, 2014 10:06 am

"Beklenmedik bir anda ilin zengin bölgelerine saldırıp babalarının, atalarının yapmadığı şeyleri yapacak. Adamlarına yağma ve çapul malı, servetler dağıtacak."

Görünürde çok başarılı bir kaçış girişimi gerçekleştirdin aslında, planladığın hiçbir şey uygulamada sıkıntı yaratmadı. Arkana bile bakmadan sunaktan aşağı iniyor, hızlı bir şekilde Beyaz Berelilerin seni getirmek için kullandıkları gemiye ulaşmayı başarıyor ve nefes kadranını çalıştırıp, rüzgârın da verdiği hız ile ilerlemeye başlıyorsun ancak bundan sonrası maalesef senin için pekte iyi gitmiyor. Arkandan hızla yaklaşıp gemiye atlayan bir Shandian savaşçısı elindeki bıçağı boğazına dayadığında, bütün bu yaptıklarının hiçbir anlamı kalmıyor haliyle… Bu durumdan seni ne kurtarabilir ki? Belki merhamet için Tanrı’ya sığınırsan o sana yardımcı olur, belki de olmaz. Veya belki bunu düşünmeye bile fırsat bulamadan önündeki savaşçı boğazını keser ve hayata veda edersin. Seçeneklerin neler? Bir düşün istersen ama acele et, çok fazla zamanın varmış gibi gözükmüyor.
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Salı Ocak 14, 2014 11:07 am

Herşey plana uygun gerçekleşti, dikkat dağıtan bu gruba daha sonra teşekkür etmeliyim. Solomon bile kaçtığımı farketmedi. Beyaz bereliler zaten çatışmanın ortasındalar, onların da hayatı tehlikedeyken beni düşüneceklerini sanmıyorum. Sonuç olarak sunaktan aşağıya inip gemiye ulaşabildim. Nefes kadranı da sorunsuzca çalıştırdıktan sonra, arkadan esen rüzragın da yardımıyla çıkışa doğru ilerliyordum. Ancak bu kadar kusursuz şekilde planımı gerçekleştirmiş olmam beni biraz şüphelendiriyordu. Herşey fazlasıyla mükemmel. Yine de özgürlüğümü kazanmanın verdiği mutlulukla çok da kafaya takmadan bir an önce bu cehennemden uzaklaşmak istiyordum...

Sütlü yolda tam gaz ilerlerken ufak bir sarsıntı hissediyorum, bunun rüzgar sebebiyle olduğunu zannetsem de esas nedenini çok geçmeden anlıyorum. Gemiye biri atlamıştı ve ben farkedemeden bıçağı boğazıma dayamıştı. Daha önce pek çok kez ölümle yüzleşsem de ilk kez bu kadar yakındım. Hayatım sanki bulut şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu.. Bu durumdan nasıl kurtulmalıyım ? En ufak hareketimde ölürecektir, en ufak bir tereddütü olmadığını hissediyorum. Konuşarak ikna edebilir miyim ? Şansımı denemeliyim, burada öylece ölüp gidemem.

“ Bekle bekle bekle.. Bundan emin misin ? Öldürürsen geminin kontrolünü kaybederim, bu senin için de iyi olmaz. Hem ben düşman değilim. Solomon tarafından infaz edilmek üzere olan bir suçluyum.. Yani düşmanımız ortak, düşmanımın düşmanı dostumdur, öyle değil mi ha ? ”

Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Salı Ocak 14, 2014 11:51 am

"Onları düşmanlarının eline teslim ettin. Düşmanları onları ezdi. Sıkıntıya düşünce sana feryat ettiler."

Bir saniye sessizlik yaşanıyor, ardından çok yakınında, fısıltıyı andıran ama kendinden emin kalın bir ses duyuyorsun. “Vearth’ı elde etmeye çalışan herkes düşmanımızdır.” Sözleri bittikten sonra bıçağı boğazına bastırıyor, keskin metalin etini kestiğini ve kanın boğazından akmaya başladığını hissediyorsun.

O anda duyulan bir çarpma sesiyle boğazına dayanmış bıçak gevşiyor ve yere düşüyor. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bu kez az öncekinden çok farklı, daha ince ve daha alaycı bir ses duyuyorsun. “Aah! Şuna da bak, hemen öldü.” Arkana dönüp sesin kaynağına bakmana fırsat kalmadan tam karşında Solomon gibi büyük kanatları olan bir insan veya belki de bir melek iniyor. Yüzünde eğlenen bir ifadeyle karşında duran kişi başını hafifçe yana eğiyor. Kafası karışmış gibi veya bir şeyi anlamamış gibi bir görüntüsü var. “Sana gidebileceğini kim söyledi bakalım?” diye soruyor. Ardından biraz daha yakınına gelerek ses tonunu öncekinden daha katı bir hale sokarak tekrar konuşuyor. “Solomon-sama’nın seninle konuşması henüz bitmedi. Yanılıyor muyum?” son cümlesini söylerken sesi tekrar eski eğlenen ve kısmen alaylı tonuna dönmüştü.
Melek:
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Salı Ocak 14, 2014 1:03 pm

Konuşmamın etkili olduğunu, yaşanan kısa süreli sessizlik destekliyordu. Fakat, arkamda ki adam kulağıma eğilip şu cümleleri fısıldayınca, durumun vahimiyetini kavradım.

“Vearth’ı elde etmeye çalışan herkes düşmanımızdır.”

Akabinde, keskin metalin soğukluğu yerini çok da yabancı olmadığım bir sıcaklığa bırakıyor. Bu, kan ! Tanrım! Ölüyor muyum? Sonum böyle mi olacaktı? Arkadaşlar, üzgünüm. Sizleri diğer tarafta bekliyor olacağım...

Gözlerimi kapatıp, ölümümün acısız ve çabuk olmasını dilerken boğazımdaki bıçağın, yere düşünce çıkardığı ses beni kendime getiriyor. Bıçak artık boğazımda değildi, ve ardımdaki adam da yere düşmüştü, öldürüldü mü? Kim yaptı ki? Bir mermi mi? Durumu kavrama fırsatım olmadan tam karşımda, bir melek daha beliriyor. Solomon kadar parlak ve geniş kanatları olmasa da karşımda uçuyordu. Dost olmadığı çok açık. Solomon'un muhafızlarından biri olmalı. Sözleri de bu teorimi destekliyordu.

“Sana gidebileceğini kim söyledi bakalım?
Solomon-sama’nın seninle konuşması henüz bitmedi. Yanılıyor muyum?”


Ne yapabilirim? Beni de beraberinde taşıyabileceğini sanmıyorum. Yine de görmezden gelip kaçmak da pek akıllıca bir fikir değil. Şu yerdeki bıçağı farkettirmeden almalıyım, işime yarayabilir. Bir elimle boğazımı tutup dizlerimin üzerine çöküyorum. Neyse ki yara yüzeysel. Bu arada diğer elimle de bıçağı alıp saklamak için hamle yaparken;

“T-tabi ki kaçabileceğimi düşünmüyordum. Sadece o savaşta yara almamak için uzaklaşmıştım. Savunmasız bir haldeyken bir kurşunun isabet etmesi içten bile değildi. Fakat, oradan ayrılmama rağmen az daha öldürülüyordum. Beni kurtardığınız için teşekkürler.”
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Perş. Ocak 16, 2014 2:43 pm

Melek belli belirsiz gülümsüyor. Planını anlamış olabilir mi? Yoksa söylediklerin mi onu güldürdü? Bunu söylemek imkânsız çünkü bu gülümsemenin samimi olup olmadığını bile anlamak mümkün değil. “Elbette kurtaracağım, sonuçta Kami-sama’nın insanlarını gerillalardan korumak onun bir rahibi olarak benim görevim.” Kami’nin olandan bahsederken özellikle kelimelerine vurgu yaparak konuşuyor. “Haydi, şimdi seni güvenli bir yere götürelim ve Solomon-sama’nın işi bitene kadar onu bekleyelim olur mu?” kelimeleri, konuşurken ses tonu, kulağa gerçekten samimiymiş gibi geliyor.

Yerden aldığın bıçağı fark ettiğine dair herhangi bir harekette bulunmuyor. Fark ettiyse bile onu daha çok ilgilendiren bir şey olmuş olacak ki bir anda arkasını dönüyor. Karşısında hiçbir şey yok ama sen zaten o yöne bakmakta olduğun için bir saniye önce orada duran ve ertesi saniye kaybolan adamı görebildin. Melek arkasını dönene kadar bir çift el seni yakalıyor ve gemiden aşağı çekiyor. Döndüğünde yine hiç kimseyi bulamayan meleğin yüz hatları belirgin şekilde kasılıyor. “Garip, ben günahkârları cezalandırmanın Uriel’in işi olduğunu sanırdım.” diyor aniden ortaya çıkan adam. Melek bu kez dönüp baktığında onu görüyor ve öfkesi gözle görülür bir hal alıyor. “Oh doğru ya! O ölmüştü.” Bu sözler üzerine melek kanatlarını açıp yükseliyor ve hemen karşınızda sütlü yolun biraz üstünde havada süzülmeye başlıyor. Ellerini ileriye doğru savurduğunda oluşan güçlü rüzgâr ikinizi birden geriye doğru ittiriyor.

Bu süre boyunca sen, ortaya çıkan bu yabancı adam tarafından taşınmaktasın ki bunun da onu yavaşlattığı açık, az öncesine kadar jet hızında hareket eden kişi, şimdi normal bir insandan daha hızlı değil. Rüzgâr tarafından geriye doğru, sunağın olduğu tarafa ittiriliyorsunuz. Adam sütlü yoldan aşağı, göle atlıyor. Siz suya inmeden önce sırtındaki kayağa uzanıp onu oraya bağlı tutan kemerleri çözüyor ve aşağı fırlatıyor. Yere indiğinizde suya çarpmak yerine kendini kayağın üzerinde ayakta durur halde buluyorsun. “Bunları sürmeyi biliyorsun değil mi?” diye soruyor. Bu arada gök köpekbalıkları çoktan varlığınızı fark etmiş ve üzerinize doğru son sürat geliyorlar.

Yabancı Adam:
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Cuma Ocak 17, 2014 8:43 am

Yerden bıçağı almayı başardım, karşımdaki rahip de bunu farketmemiş gibi görünüyor. Beni Solomon'un yanına götürmekle görevli, bana zarar vermeyecektir. Yine de tedbiri elden bırakmamalıyım. Mümkün olan ilk fırsatta yeniden kaçmayı denemeliyim.

Melek karşımda dururken, ben de bıçağı saklayarak yavaşça ayağa kalkıyorum, ancak hemen önümde anlık gördüğüm bir insan silüeti beni ziyadesiyle şaşırtıyor. Rahip de bunu farketmiş olacak ki arkasına dönüp bakıyordu fakat o silüet çoktan kaybolmuştu. Rahibin arkasını dönmesiyle birlikte, bir çift el beni gemiden çekiyor. Ne olduğuna anlam veremeden şu konuşmaya şahit oluyorum.

“Garip, ben günahkârları cezalandırmanın Uriel’in işi olduğunu sanırdım. Oh doğru ya! O ölmüştü.”


Bu adamın az önceki karmaşayla ilgisi olabilir mi ?  Beni o rahibin elinden kurtardığına göre Solomon için çalışıyor olamaz ? Ya da belki de rahipler arasındaki bir meseledir. Yine de şuan duruma müdahale edecek halde değilim. Nereye götürecek beni en ufak bir fikrim dahi yok.

Adamın sırtındayken, belli ki ona ağırlık yapıyordum. Az önceki hızından eser yok, jet kadranı kullanıyordu muhtemelen. Bizim ardımızdan rahip de harekete geçti, kadranla rüzgar oluşturarak hareketimizi kısıtlıyordu. Tekrar sunağa geri dönmek zorunda kaldık. Sunağı çevreleyen göle atladık, adam havadayken sırtındaki kaykayı çözüp serbest bıraktı. Düştüğümde kayağa denk geldim neyse ki.

“Bunları sürmeyi biliyorsun değil mi?”

“E-elbette biliyorum.”

Su üzerinde bu kısa sohbetin ardından, etrafımızda dolanan gök köpekbalıkları bizi farketmiş olacak ki, son sürat üzerimize doğru geliyordu. Düşünmeye fırsat yoktu, hemen kadranları çalıştırıp harekete geçtik. Gök köpekbalıkları tarafından kovalanırken bir taraftan da içinde bulunduğun duruma anlam veremiyordum. Niçin beni kurtardı, Shandian'lı değil mi ? Sunağa saldıranların onlar olduğunu sanıyordum. Ya da beni bir anlaşma için mi kullanıcak ?

“Beni kurtarmak için o kadar zahmete girdin, bunu niye yaptın? Kimsin sen?”


Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Cuma Ocak 17, 2014 9:30 am

Adam hiç endişelenmiş gibi gözükmüyor, aksine çok rahat bir hali var. “Ben Amida.” diyor kısaca. Ardından uzanıp kolunu yakalıyor ve cebinden bir kadran çıkartıyor. Kadranı göle doğru tutuyor ve üstüne basarak şiddetli bir darbeye sebep oluyor. Bu darbenin geri tepmesi olarak yerden biraz yükseliyorsunuz. Amida, minyatür arbalet olarak tarif edilebilecek bir şeyi ateşliyor ve silahtan çıkan ok ağaca saplandığında, ona bağlı olaran ipe asılarak ikinizi birden sütlü yola geri dönünceye kadar sallandırıyor.

Sütlü yol üzerinde gidebileceğiniz kadar hızla ilerlerken, sorduğun soruyu daha yeni duymuş gibi dönüyor ve cevap veriyor. “Açıklamak biraz uzun sürer, doğrudan göstermeyi yeğlerim ama kısaca özetlersek, benim, daha doğrusu bizim ‘şeytanlar’ olduğumuzu söyleyebilirsin.
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Ichiban Kyouma Cuma Ocak 17, 2014 12:42 pm

“Şeytanlar, ha?” diye içinden geçirdi Kyouma. Bugün o kadar şey yaşamıştı ki bunu duyduğuna şaşırmadı bile. Melekler varsa eğer Şeytanlar da olmalı diye düşündü. Fazla da üstünde durmadı. Bu, kaçmak için yakaladığı nihai fırsattı sonuçta. Ve onu bu cehennemden çıkaran da bir şeytandı, ne kadar ironik !

“Ah doğru! Hey Amida, peki ya arkadaşlarım? Benimle birlikte gelen üç arkadaşım vardı. Onlardan haberiniz var mı? Hayattalar mı?”

Sütlü yolda tam gaz ilerliyorduk nereye gittiğimi bilmeden. Başından beri yalnız olduğumu düşünürdüm bu mücadelede. Shandian'ların savaşından haberim vardı ancak onların esas hedefi Veath'dı. Ben ise kendine Kami diyen o adamın peşindeydim. Aramızdaki düşmanlıktan ötürü de onlarla birlik olamazdım. Ve şimdi hiç tanımadığım biri çıkıp, benim gibi günahkarı kurtarıyor. Günahkarım, evet. Melek adasındakiler de böyle söylemişti sahi, “Şeytan”, “Günahkâr”.

Ben, Şeytan mı oldum ?
Ichiban Kyouma
Ichiban Kyouma
Tarafsız
Tarafsız

Mesaj Sayısı : 16
Kayıt tarihi : 07/01/14

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma] Empty Geri: Baba Oğul ve Kutsal Ruh Adına![İchiban Kyouma]

Mesaj tarafından Monet Cuma Ocak 17, 2014 1:10 pm

Arkadaşlarından bahsetmenin üzerine Amida’nın yüzü kararıyor gibi oluyor ama hemen kendisini toparlayıp eski rahat tavrını takınıyor. “Üzgünüm, onlara ne olduğunu bilmiyorum fakat eğer hayattalar ise Lucifer onların sesini duyabilir.” diyor ve ilerlemeye devam ediyor. Az önceki melek ve Solomon belli ki Shandianlar tarafından yeteri kadar meşgul edilmişler, peşinizden gelen hiç kimse yok. En sonunda bir yerde Amida duruyor ve sütlü yoldan aşağı, toprak zemine atlıyor ve sana da ardından gelmeni işaret ediyor. Yolun kalanını koşarak gidiyorsunuz.

Rp Tamalandı:
Monet
Monet
Yetkili
Yetkili

Mesaj Sayısı : 26
Kayıt tarihi : 21/12/13

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz